Examples of using "Cultural" in a sentence and their turkish translations:
kültürel hoşgörü, kültürel güvenlik,
Bu kültürel bir şey.
Özellikle bekârete değer veren bir kültürde,
Bunlar kültür mirasıdır
Bu yolla, kültürel kimlik
Yetişme şekli midir, fıtrat mı?
Bir diğer kültür karmaşası yaşayan kesim ise
Kültürel görecelikle ne demek istiyorsun?
Kültürel miras gelecek nesillere aktarılır.
Popüler olan her saçmalığı izliyoruz tamam mı?
Bana kalırsa bizim yapmadığımız mücadele
kültür meselesi, maddi konular kadar,
bir toplumda yaşamak istiyorum,
Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.
Kültürel düşüncenin temeli merak duygusudur.
Üstelik kültür mirasları parayla da ölçülmez
Kültür karmaşası bizim düşmanımız olmuştur
Aki Yerushalayim, Ladino dilinde yazılmış bir kültür dergisidir.
ve sevgilim bazı popüler saçmalıkları izliyordu.
bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.
Kültürel dönüşüm olmadan insanlık gelişmez.
Fakat yine de bu fiziğe ilişkin kültürel algımızda yer almamakta
Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor
Tatoeba, doğum yeri olan Fransa'da kültürel ve sosyal bir olay haline geldi.
Matematik hiçbir ırk veya coğrafi sınır tanımaz; matematik için, kültürel dünya tek ülkedir.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.