Translation of "Mark" in Turkish

Mark Zuckerberg

Mark Zuckerberg

Dije: "Estoy aquí, Mark".

"Buradayım, Mark" dedim.

Mark trajo el libro.

Mark kitabı götürdü.

Mark cogió el libro.

Mark kitabı aldı.

Mark Pollock: Finalmente, reconstruí mi identidad,

Mark Pollock: Aslında, kimliğimi yeniden kurmayı başardım.

Mark no tardará mucho en recuperarse.

Mike çok geçmeden iyileşir.

¡Mark Zuckerberg me robó la idea!

Mark Zuckerberg fikrimi çaldı!

Mark se graduó de Harvard en 1991.

Mark, 1991 yılında Harvard'dan mezun oldu.

La pareja llamó a su primogénito Mark.

Çift ilk çocuklarına Mark adını verdi.

Mark cogió sus cosas y se fue.

Mark şeylerini aldı ve gitti.

El escritor americano Mark Twain lo dijo mejor:

Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,

Como mi buen amigo y compañero pastor, Mark,

Mesela hep en iyi yanımı ortaya çıkaran,

Donde Mark estaba desnudo, con solo una sábana,

hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu

Y Mark está a cargo de arreglar Facebook.

Ve Mark Facebook'u düzeltme konusundaki suçlamaları üzerine alıyor.

Priscilla Chan es la novia de Mark Zuckerberg.

Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.

¿Cuál es tu cita favorita de Mark Twain?

Favori Mark Twain sözün nedir?

Mark Twain dijo: "Todas las generalizaciones son falsas, incluyendo ésta".

Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.

El fundador de Facebook, Mark Zuckerberg, es casi un casanova.

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg neredeyse bir kazanova.

Simone George: Conocí a Mark cuando ya se había quedado ciego.

Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.

Cuando conocí a Mark, me pidió que le enseñara a bailar.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.

La universidad disciplinó a Mark Zuckerberg para hackear su base de datos.

Üniversite, Mark Zuckerberg'ı veri tabanını hacklediği için disipline verdi.

Y en la primera curva de ese río, el cirujano de Mark nos dijo

Nehrin ilk dönemecinde, Mark'ın cerrahı