Examples of using "Entra" in a sentence and their turkish translations:
İçeriye gel.
İçeri gir.
- Buyurun!
- İçeriye gel.
- Gelin.
Girin!
İçeri buyurun. Israr ediyorum.
- Emilia içeri geliyor.
- Emilia içeri giriyor.
Gir.
İçeri buyurun.
Odaya gel.
Lütfen odama girin.
Acele edin ve içeri girin.
- İçeriye git.
- İçeri gir.
İçeriye git.
İçeri gel.
İçeriye gel.
kibar bir yabancıya vereceğim.
Buraya gir!
Şimdi arabaya bin.
İçeri gir.
Merhaba, içeri buyurun.
Buyurun, kapı açık.
Gelin.
Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer
güneş sisteminin içerisine nasıl geliyor
girdiği nokta birbirini bir türlü tutmuyor
İşte toprağın devreye girdiği yer:
İşte arkadaşlık burada devreye giriyor.
Şimdi içeri gir.
Arabaya bin seni götüreyim.
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
Donmuş olduğu için
Benden sonra odaya gel.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Bu anlaşma gece yarısı yürürlüğe girer.
Bu anahtar kilide girmiyor.
İçeri gir lütfen, kapı açık.
İşte bu noktada meditasyon devreye giriyor.
İşte bu noktada Çin devreye giriyor.
Zorla öne geçmeye çalışıyor.
Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.
Bunu görmeye gel.
Güçlü bir hava akımı o pencereden esiyor.
Ayakkabı bana uymuyor. Çok küçük.
Bir insanın karnı doyar ama gözü doymaz.
Kurttan korkan ormana girmez.
Eğer gece karanlıktan korkarsan lambayı yak.
Eğer mümkünde bu işi yarına kadar yapın.
Piyasa yüksek olduğunda, insanlar her zaman giriş yapar,
Karbon, yeşil bitkilerin atmosferden karbondioksiti alıp bünyelerinde
İşte o çoluk çocuk girdiğinde o yorumları okuyup o küfürleri öğrenmesin
Eski kuşlar saman ile yakalanmış değil.
İştah yemek ile geliyor, ancak susuzluk içme ile gidiyor.
O, her sabah okul binasına girerken onu selamlar.
Sonrasında 10.000 kişilik güçlü Osmanlı ordusu Eflak'a