Translation of "Adentro" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "Adentro" in a sentence and their turkish translations:

- Mándala adentro.
- Mándela adentro.
- Mándenla adentro.
- Mandala adentro.

Onu içeri gönder.

- Quédate adentro.
- Quédense adentro.

İçerde kal.

- Vamos adentro.
- Vamos para adentro.

İçeri girelim.

- Mándalo dentro.
- Mándelo dentro.
- Mándenlo dentro.
- Mandalo dentro.
- Mándalo adentro.
- Mándelo adentro.
- Mándenlo adentro.
- Mandalo adentro.

Onu içeri gönderin.

Métete adentro.

Atla.

Pasemos adentro.

İçeriye girelim.

Estamos adentro.

Biz içerideyiz.

Tráelo adentro.

Onu içeri getirin.

- Entra.
- Ven adentro.
- Entra aquí.
- Pasa adentro.

İçeri buyurun.

¿Qué ves adentro?

İçeride ne görüyorsun?

Quisiera mirar adentro.

İçeriye bakmak istiyorum.

Estamos desayunando adentro.

Biz içeride kahvaltı ediyoruz.

Tom volvió adentro.

Tom içeriye geri döndü.

Tom estaba adentro.

Tom içerdeydi.

- Entra.
- Ve adentro.

İçeriye git.

Tom esperó adentro.

Tom içeride bekledi.

Ellos miraron adentro.

İçeriye dikkatle baktılar.

Todavía están adentro.

- Onlar hâlâ içeride.
- Hâlâ içerideler.

Hay alguien adentro.

İçeride biri var.

- No estás permitido allá adentro.
- No estás permitida allá adentro.

Oraya giremezsin.

¿Ven todo eso adentro?

İçindeki şeyleri görüyor musunuz?

Y los colmillos... adentro.

Dişleri içeride.

Si ponemos bombas adentro

içeriye bombalar koysak

Ella se fue adentro.

O içeri girdi.

- Metámoslo dentro.
- Llevémoslo adentro.

Onu içeriye alalım.

Cuidadosamente miraron hacia adentro.

İçeriye dikkatle baktılar.

Lleva adentro a Tom.

Tom'u içeri götür.

No hay nada adentro.

İçeride kimse yok.

Tom ya está adentro.

Tom zaten içeride.

Bien, desde aquí, tierra adentro.

Pekâlâ, buradan arazinin içine giriyoruz.

Bien, desde aquí, tierra adentro.

Pekâlâ, buradan arazinin içine giriyoruz.

Veré si él está adentro.

Onun evde olup olmadığına bakacağım.

Preferiría salir que quedarme adentro.

- Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
- Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

- Volvamos adentro.
- Volvamos a entrar.

Geri dönelim.

Quiero echar un vistazo adentro.

İçine bir göz atmak istiyorum.

Alguien me empujó para adentro.

Biri beni içeri itti.

Tom te está esperando adentro.

Tom içerde sizi bekliyor.

Intentemos escalar para ir tierra adentro.

Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.

Y los colmillos... adentro. Bien, saquémosla.

Dişleri içeride. Tamam, şimdi çıkaralım.

Y adentro, se desplegaba el asombro.

Şaşkınlık verici bir durum.

adentro hay mosaicos y muchos bordados

içerisinde mozaikler mevcuttur ve birçok işlemeler

Está repleto de gente allá adentro.

Orası tamamen kalabalık.

Abrí la caja y miré adentro.

Kutuyu açtım ve içine baktım.

Que la verdadera belleza viene de adentro,

insanın içinden geldiğini ve

Y los colmillos... adentro. Bien, saquemos eso.

Dişleri içeride. Tamam, şimdi çıkaralım.

Tom abrió la caja y miró adentro.

Tom kutuyu açtı ve içine baktı.

Y crear un río adentro de las Rocallosas

Rocky Dağları'ndan Meksika'nın kuzeyine akan

Debo tener cuidado por si hay algo... ...adentro.

Burada bir şey olması ihtimaline karşın dikkatli olmalıyız.

Yo estuve años viviendo adentro de los cuarteles,

Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.

Apretaron adentro del boliche y nadie los vio.

Onlar diskoda öpüştü ve hiç kimse onları görmedi.

Esta caja está vacía. No tiene nada adentro.

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

Esta caja pesa una tonelada. ¿Qué hay adentro?

Bu kutu bir ton. İçinde ne var.

- No puedo ver adentro por que están echadas las cortinas.
- No puedo ver adentro porque están cerradas las cortinas.

Perdeler kapalı olduğu için içeriyi göremiyorum.

Espere un minuto, por favor. Veré si está adentro.

Bir dakika bekleyin, lütfen. Onun içeride olup olmadığına bakacağım.

- ¿Por qué no entrás?
- ¿Por qué no pasas adentro?

- Niçin içeriye gelmiyorsun?
- İçeri girsene.

Podés sacar fotos fuera del museo, pero no adentro.

Bu müzenin içinde değil, dışında fotoğraf çekebilirsin.

Cuando Shishir sale a traducir, es mejor quedarse adentro.

Shishir çeviri yapmak için dışarı çıktığı zaman, en iyisi evde kalmaktır.

Mis hijos deben quedarse adentro después de que oscurece.

Benim çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorundalar.

Debo tener cuidado en caso de que haya algo... ...adentro.

Burada bir şey olması ihtimaline karşın... ...dikkat etmeliyiz.

Porque es fluido adentro con el punto de donde sale

işte içerisi akışkan olduğu için çıktığı nokta ile

No pudimos abrir la puerta porque estaba cerrada desde adentro.

İçeriden kilitli olduğu için kapıyı açamadık.

- Pasa adentro.
- Entra de una vez.
- Entra ya.
- Métete dentro.

İçeriye gel.

- Pase adentro, por favor.
- Entre, por favor.
- Por favor entre.

Lütfen içeri gel.

La mayoría de las veces mirando hacia abajo y hacia adentro.

çoğunlukla aşağı ve içeri bakarız.

Pero hay 20° más aquí afuera que adentro de la cueva.

Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.

La cueva sigue hacia adentro. No es un mal lugar para acampar.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

La cueva sigue hacia adentro. No es un mal lugar para acampar.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

Se cerró la puerta del auto y me quedaron las llaves adentro.

Anahtarlarımı arabada kilitledim.

Este corazón azul es una casa donde uno puede estar de pie adentro.

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

Con salas tan altas como para que una persona pueda estar de pie adentro.

yüksek olan bir ev kadar geniştir demek gibi.

- La puerta está cerrada con llave desde dentro.
- La puerta estaba cerrada desde adentro.

Kapı içeriden kilitliydi.

Rocié a mi sujeto con el, tanto adentro como afuera desde 3 pies de distancia.

Deneğimin üzerine hem içeride, hem dışarıda 1.8 metreden sprey sıktım.

Comprar en un mercado al aire libre es menos arriesgado que estar adentro de una tienda.

Açık hava pazarında alışveriş yapmak bir mağazanın içinden daha az risklidir.

Incluso si los pernos se hubieran podido quitar a tiempo, la escotilla se abrió hacia adentro, por

Cıvatalar zamanında çıkarılabilse bile, kapak içeriye doğru açıldı ve böylece

Por fuera este edificio no es notable, pero si mira usted adentro, hay un hermoso patio interior.

Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.

- No está aquí.
- No está en casa.
- Él no está en casa.
- No está.
- Él no está adentro.

O, evde değil.

El verdadero cambio está adentro de la cabeza. [termina canción "A Don José"] ♪♪...Y en la muerte también

Gerçek değişim kişinin kafasının içindedir.

- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente fuera o para mantenerla dentro?
- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente afuera o adentro?

Bu duvar insanları dışarıda tutmak için mi içeride tutmak için mi örülmüş ?