Examples of using "Enojada" in a sentence and their turkish translations:
inanılmaz derecede öfkeliydim.
O çok üzgün.
Kızgın mısın?
Kendisi bayağı kızgın.
Bana çok sinirlendiğini düşünüyordum.
Eşiniz size çok kızgın.
- Deli misin?
- Kızgın mısın?
Öfkeliyim.
Jane kızgın idi.
Tom bana öfkeli olup olmadığımı sordu.
Sana kızgınım.
Çok kızgınım.
Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?
Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
İnsanlar kızgın olduklarında aptalca şeyler yaparlar.
Kızgın değilim.
Kız arkadaşı ona gerçekten kızgındı.
Kızgınım çünkü biri benim bisikletimi çaldı.
Onun niçin çok öfkeli olduğunu biliyor musun?
O kızgın olmalı.
Ben sana kızgın değilim.
Tom Mary'yi asla o kadar kızgın görmedi.
Ben sana kızgın değilim, sadece çok hayal kırıklığına uğradım.
- Tom Mary'nin niçin çok kızgın olduğunu merak etti.
- Tom Mary'nin neden bu kadar kızgın olduğunu merak ediyordu.
Tom Mary'nin John'a kızgın olduğunu fark etti.
Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.
insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...
Tom Mary'ye niçin çok kızgın olduğunu sordu.
O hayal kırıklığına uğradı ve öyle olduğu için kendine kızdı.
bir insan öfkeliyken ona ulaşmak bazen zor olur.
bir çok insan şıhlara şeyhlere laf atıyor diye Kemal Sunal'a kızmıştı
Tom Mary'nin kızgın olacağını biliyordu.
Kime daha fazla sinirlenmeliyim?
- Hala bana kızgın mısın?
- Bana hâlâ kızgın mısın?
Faturayı zamanında ödemediğim için bana kızgın olduğunu düşündüm.
Bana doğruyu söylemiş olsaydın, şimdi kızmazdım.