Translation of "Dicen" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Dicen" in a sentence and their turkish translations:

Algunos dicen esto, otros dicen aquello.

Bazıları bunu söyler ve diğerleri onu söyler.

Eso dicen

yani diyorlar ki

¿Qué dicen?

Onlar ne söylüyor?

- ¿Qué dicen los periódicos?
- ¿Qué dicen los diarios?

Gazeteler ne diyor?

Hay quienes dicen

Diyenler var ya

¿Dicen G-Unit?

G-Unit'i mi kastediyorsunuz?

Dicen ser canadienses.

Onlar Kanadalı olduklarını iddia ediyorlar.

- Dicen que está enfermo.
- Dicen que ella está enferma.

Onun hasta olduğunu söylüyorlar.

- ¿Cómo te dicen tus amigos?
- ¿Cómo les dicen sus amigos?

Arkadaşların sana nasıl seslenirler?

- Aquellos dicen que yo soy una vieja.
- Dicen que soy una anciana.
- Dicen que soy una mujer mayor.
- Dicen que soy una vieja.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

Dicen que murió aquí.

Onun burada öldüğü söyleniliyor.

Dicen que está enfermo.

Onun hasta olduğunu söylüyorlar.

Dicen que es diligente.

Onlar onun çalışkan olduğunu söylüyorlar.

Dicen que odia trabajar.

Onun çalışmaktan nefret ettiğini söylüyorlar.

Es lo que dicen.

Onlar bunu kastediyor.

Entiendo lo que dicen.

Onların söylediğini anlıyorum.

- Dicen que soy una anciana.
- Dicen que soy una mujer mayor.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

Dicen que eres una guerrera.

Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.

Dicen que en la sociedad

yahu diyorlar ki toplumda

Hay quienes dicen que viajaré

Hem gezmiş olurum diyenler var ya

Dicen que nació en Alemania.

Onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.

Los sueños dicen la verdad.

- Rüyalar gerçeği söyler.
- Rüyalar hakikati söyler.

Dicen que va a llover.

Yağmur yağacağını söylüyorlar.

Dicen que él es millonario.

Onun bir milyoner olduğu söyleniyor.

Lo que dicen es cierto.

Onların söylediği doğru.

En la primera se dicen:

İlkinde kendinize şöyle diyeceksiniz:

Dicen que es muy rico.

Onun çok zengin olduğunu söylerler.

Algunas personas dicen que él fue asesinado, otras dicen que él se mató.

Bazı insanlar onun öldürüldüğünü söylüyor, diğerleri onun kendini öldürdüğünü söylüyor.

- Dicen que ese medicamento no es seguro.
- Dicen que esa droga no es segura.

Onlar o ilacın güvenli olmadığını söylüyorlar.

Si lo dicen fuertemente cinco veces

Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi

Los vecinos dicen: "¡Qué mala suerte!"

Ve komşular 'İşte bu kötü talih.'

Algunos amigos profesionales dicen "A" ayer

bazı meslek arkadaşlar dün 'A' derken

Lo que dicen puede ser verdad

dedikleri doğru olabilir

Nos encontramos con personas que dicen

diyen insanlarla karşılaşıyoruz

Algunas de nuestras chicas también dicen

Bazı kızlarımız da şunu söyler

Algunos dicen que él nunca existió.

Bazıları onun hiç var olmadığını söyler.

Dicen que la casa está embrujada.

Evin perili olduğu söyleniliyor.

Dicen que los cacahuetes son afrodisíacos.

Fıstıkların afrodizyak olduğunu söylüyorlar.

Dicen que está enamorada de él.

Onun ona âşık olduğunu söylüyorlar.

Dicen que pronto saldrán de Tokio.

Onların yakında Tokyo'dan ayrılacakları söyleniyor.

Dicen que Pablo es muy rico.

Söylentiye göre Pablo çok zengin.

No me importa lo que dicen.

İnsanların ne dediği umurumda değil.

Dicen que la vida es corta.

Hayat kısa diyorlar.

Yo hago lo que me dicen.

Bana söylenileni yaparım.

Voy adonde me dicen que vaya.

Gitmem söylenilen yere giderim.

Lo que dicen no nos importa.

Onların söyledikleri bizim için önemli değil.

Dicen que es una buena cocinera.

Onlar onun aşçılıkta iyi olduğunu söylüyor.

Los niños dicen cosas tan estúpidas.

Çocuklar böyle aptalca şeyler söylerler.

Los expertos dicen que es improbable.

Uzmanlar bunun mümkün olmadığını söylüyor.

Tenemos sentimientos porque estos nos dicen

Hislerimiz var çünkü bize hayatta

En la segunda forma se dicen:

İkincisinde kendinize söyle diyeceksiniz:

Dicen que es un buen médico.

Onlar onun iyi bir doktor olduğunu söylüyorlar.

- Dicen que esta vieja casa está embrujada.
- Dicen que hay fantasmas en esta casa vieja.

Bu eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

¿Y qué me dicen de pasado mañana?

Peki, yarından sonraki gün için ne düşünüyorsunuz?

¿Cómo dicen? Una olla vigilada nunca hierve.

Ne demişler? İzlenen tencere asla kaynamaz.

Nos dicen qué sucede en nuestro medioambiente.

Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.

Las hojas... te dicen: "Me falta nitrógeno."

Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.

Entonces, ¿qué dicen sobre la base de

peki bunu neye dayanarak söylüyorlar

Pero los trabajadores del mundo también dicen

ama düz dünya'cılar şunuda söylüyor

Algunos también dicen amar más que yo

Bazıları benden daha çok sevdiğini de iddia ediyor

Dicen que Trump es imposible de ganar

Trump'ın kazanmasının imkansız olduğunu söylüyorlar

Dicen que Venecia es una hermosa ciudad.

Venedik'in güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

No me gustan los que dicen eso.

Öyle söyleyenleri sevmiyorum.

Dicen que ella va a casarse pronto.

Onun yakında evleneceğini söylüyorlar.

Dicen que el Zen cultiva nuestra mente.

Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

Los ojos dicen más que mil palabras.

Gözler binlerce sözden daha fazlasını söyler.

¿Y por qué ellas no dicen eso?

Ve onlar bunu niçin söylemiyorlar?

Será mejor que hagas lo que dicen.

Onların söylediğini yapsan iyi olur.

Ellos dicen que Tom se ha ido.

Onlar Tom'un gittiğini söylüyor.

Dicen que él lleva dos años muerto.

Onun iki yıldır ölü olduğunu söylüyorlar.

No puedo oír lo que ellas dicen.

Onların söylediğini duyamıyorum.

¿Es verdad lo que dicen de Tom?

Onların Tom hakkında söyledikleri doğru mu?

Dicen que él todavía está en París.

Onun hâlâ Paris'te olduğu söyleniyor.

Dicen que se construirá una gran presa.

Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.

Eso es lo que todos ustedes dicen.

O hepinizin söylediği şey.

Dicen que él es un buen médico.

- İyi bir doktor olduğu söyleniyor.
- Onun iyi bir doktor olduğunu söylüyorlar.

Dicen que te estás juntando con Tom.

Tom'la takıldığını duydum.

Aquellos dicen que yo soy una vieja.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

- Dicen que él es muy rico.
- Se dice que es muy rico.
- Dicen que es muy rico.

- Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
- Onun çok zengin olduğunu söylerler.

Los negocios dicen que es sobre el dinero.

Hâkim iş düşüncesine göre “para için.”

Cuando dicen que el viaje tomará demasiado tiempo

yolculuğun çok uzun süreceğini söylediklerinde ise

Mundanos planos que dicen que está dando vueltas

daire çizerek olduğunu söylüyor düz dünyacılar

Muchos dicen que los pulpos son como extraterrestres.

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

Dicen que Mike está en la cama enfermo.

Onlar Mike'ın yatakta hasta olduğunu söylüyorlar.

Dicen que nunca se olvida al primer amor.

Onlar, senin ilk aşkını asla unutmadığını söylüyorlar.

Dicen que es el mejor jugador de tenis.

Onun en iyi tenis oyuncusu olduğunu söylüyorlar.

Todos dicen que él es un tipo afeminado.

Herkes onun efemine bir adam olduğunu söylüyor.

Todos dicen que él es una persona gentil.

Herkes onun iyi bir insan olduğunu söylüyor.

Dicen que hay fantasmas en esta casa vieja.

Bu eski evde hayaletlerin olduğunu söylüyorlar.

Dicen que era un músico cuando era joven.

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

Dicen que en el vino está la verdad.

Gerçeğin şarapta gizli olduğu söylenir.

Dicen que su padre murió en el extranjero.

Babasının yabancı bir ülkede öldüğü söyleniyor.

Dicen que la Coca-Cola disuelve los dientes.

Onlar Coca-Cola'nın dişleri erittiğini söylüyorlar.

Dicen que era una actriz en su juventud.

İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.