Translation of "Descubrí" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Descubrí" in a sentence and their turkish translations:

Descubrí algo.

Bir şey buldum.

Descubrí la verdad.

Hakikati keşfettim.

Descubrí algo profundamente relacionado contigo.

Seninle çok yakından ilgili bir şey keşfettim.

Y esto es lo que descubrí:

Ancak şunu öğrendim:

Descubrí que su casa estaba ardiendo.

Evinin yandığını buldu.

Al llegar a casa descubrí el robo.

O eve gittiğinde hırsızlığı keşfetti.

Todavía no descubrí qué perfume usa ella.

Onun hangi parfümü kullandığını hâlâ keşfedemedim.

Cuando desperté, descubrí que había sido atado.

Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.

Descubrí que la mente cae en una trampa,

Zihnimizin içine düştüğü bir tuzağın var olduğunu buldum.

El tesoro que descubrí en esa fábrica fue...

O fabrikada bulduğum hazine --

- Descubrí dónde estaba ella.
- Averigüé dónde estaba ella.

- Ben onun nerede olduğunu öğrendim.
- Onun nerede olduğunu öğrendim.

Luego llegó el día en que descubrí mi error.

Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.

Pero pronto descubrí que no todos estaban contentos conmigo,

ancak bir süre sonra fark ettim ki bu durumdan herkes hoşnut değildi

En mi investigación, descubrí que las palabras son esenciales.

Kendi araştırmalarımda, sözcüklerin çok önemli olduğunu gördüm.

Desperté y descubrí que todo había sido un sueño.

Uyandığımda her şeyin bir rüya olduğunu anladım.

Descubrí un sitio muy interesante que me gustaría recomendar.

Tavsiye etmek istediğim çok ilginç bir site buldum.

- Averigüé que Kate era rica.
- Descubrí que Kate era rica.

Kate'in zengin olduğunu öğrendim.

Descubrí que era una nota escrita por un alumno tiempo atrás.

bir öğrencimin notu olduğunu fark ettim.

Quizás descubrí algo así como una pequeña isla cerca de Portugal.

Ama belki Portekiz'in küçük bir adası olabilir.

- Comprendí la forma de resolver el problema.
- Descubrí cómo resolver el problema.

Sorunu nasıl çözeceğimi öğrendim.

Descubrí que Tom ha sido citado tres veces por conducir en estado de ebriedad.

Tom'un sarhoş araba sürmekten üç celbi olduğunu öğrendim.