Translation of "Creado" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Creado" in a sentence and their turkish translations:

¿Cómo fue creado el universo?

Kâinat nasıl yaratıldı?

Que nosotros hemos creado este problema.

kendimizin sebep olduğumuzu bilmeliyiz.

Hemos creado definiciones de empleo acotadas

Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi

Ya he creado miles de frases.

Zaten binlerce ifade yarattım.

Y he creado mi propia vida hermosa.

ve kendi güzel hayatımı oluşturdum.

Así que hemos creado tres conceptos nuevos.

Böylece üç yeni kavram ürettik.

El sombrero no fue creado para beneficio financiero,

Bu şapka herhangi bir finansal kâr için yapılmadı.

El mundo fue creado para las personas oyentes,

Dünya duyabilen insanlar için yaratıldı ama hayatım boyunca işitme engelli

Y además hemos creado material de educación pública.

bu yüzden biz halkı eğitme materyalleri geliştirdik.

Yo he creado muchas historias de ese tipo.

Bende bu hikâyelerden çok var.

En un mundo creado por la realidad aumentada,

artırılmış gerçeklikle şekillenmiş bir dünya,

Hasta ahora, lo hemos creado en 14 idiomas,

Şimdiye dek 14 dilde çalıştık,

De nuevo creado se rompe en sí mismo

yine kendi içerisinde kırılmalar oluşturdu

Este vídeo, creado por mi grupo de investigación,

Araştırma ekibim tarafından hazırlanan bu görüntü

Hemos creado vida a nuestra imagen y semejanza.

Biz yaşamı kendi suretimizde yarattık.

Ahora le tememos al paraíso que hemos creado.

Biz şimdi yarattığımız cennetten korkuyoruz.

Dios ha creado este mundo en seis días.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

Han creado una enorme e inmediata necesidad de innovación.

yenilik için muazzam ve acil bir ihtiyaca yol açtı.

El movimiento creado por su propagación a la tierra

yeryüzüne yayılmasıyla oluşan harekete

Yo pienso que el diablo no existe, sino que le ha creado el hombre, le ha creado a su imagen y semejanza.

Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde

Hemos creado el primer prototipo de impresora de Medicina Inteligente.

ilk IntelliMedicine prototip yazıcıyı yaptık.

El gobierno ha creado un nuevo impuesto sobre el vino.

Hükümet şaraba yeni bir vergi koydu.

¿El sitio de Tatoeba fue creado por un tipo japonés?

Tatoeba sitesi Japon bir adam tarafından mı oluşturuldu?

He creado un plan perfecto para capturar ese animalito astuto.

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

Y mirar lo que has creado desde la perspectiva del lector.

yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

Una vida donde hemos creado una cura a través de la colaboración.

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

Hay quien dice que el coronavirus ha sido creado en un laboratorio.

Bazı insanlar COVİD-19'un laboratuarda yaratıldığını söylüyorlar.

creado inmediatamente después de la Segunda Guerra Mundial con el Servicio Secreto nazi.

Nazi Gizli Servisi ile birlikte kurulan gizli NATO ordusunu biliyorum.

Y de ahí fue creado todo lo que conocemos y de lo que estamos hechos.

ve bildiğimiz, olduğumuz ve oluştuğumuz her şey yaratıldı.

¡Para ayudar a todos a que se conozcan, hemos creado algunos juegos para romper el hielo!

Birbirinizi tanıyıp kaynaşmanıza yardımcı olması için bazı oyunlar ürettik.

Amor líquido es un concepto creado por el sociólogo Zygmunt Bauman sobre la fragilidad de los vínculos humanos en la posmodernidad.

"Akışkan aşk", sosyolog Zygmunt Bauman'ın postmodernitede insan ilişkilerinin kırılganlığına dair oluşturduğu bir kavramdır.

Hasta ahora no sabía para qué se había creado la eternidad. Es para darnos a algunos de nosotros una oportunidad para aprender alemán.

Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.