Translation of "Cargar" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cargar" in a sentence and their turkish translations:

- Tengo que cargar el móvil.
- Necesito cargar mi celular.
- Necesito cargar mi móvil.

Cep telefonumu şarj etmem gerekir.

- ¡A cargar!
- ¡Cargad!

Hücum!

Necesito cargar mi celular.

Cep telefonumu şarj etmeliyim.

Permítame cargar su bolsa.

Lütfen çantanı taşımama izin ver.

Déjame cargar tu maleta.

Çantanızı taşıyayım.

Hay que cargar la batería.

- Pil şarj edilmek zorunda.
- Akü şarj edilmek zorunda.

Aún hay que cargar al bebé.

Bebeği hâlâ taşımak gerekiyor.

Él me hizo cargar su equipaje.

O, bana bagajını taşıttı.

Yo ayudé a cargar esas bolsas.

- Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
- O çantaları taşımaya yardım ettim.

¿Podrías ayudarme a cargar esta maleta?

Bu bavulu taşımama yardımcı olur musunuz lütfen?

Él me ayudó a cargar la maleta.

Bagajı taşımam için yardım etti.

Caminar en grupos, oír música fuerte, cargar antorchas y palos,

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

El médico no permitía a mi padre cargar cosas pesadas.

Doktor, babamın ağır şeyler taşımasına müsaade etmedi.

- Le hice cargar con la maleta.
- Le hice llevar la maleta.

Ben ona evrak çantasını taşıttım.

Tom no puede cargar todas esas valijas, así que deberías ayudarle.

Tom tüm bu bavulları taşıyamaz bu yüzden ona yardım etmelisin.

Reconociendo que estaba rodeado por tres lados,Kitbuqa ordenó a sus tropas cargar atacando.

3 taraftan çevrili olduğunu gören Kitbuqa askerlerine vur-kaç yapmalarını ve

Tom se ofreció a cargar con la maleta de Mary, pero ella le dijo que prefería llevarla ella misma.

Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.