Examples of using "¡vacía" in a sentence and their turkish translations:
Teneke boş.
Evim boş.
Oda boş.
Bu ev boş.
Kafesi boş buldum.
- Boş kutuyu buldum.
- Kutuyu boş buldum.
Oda boştu.
Disko boş.
Odam hâlâ boş mu?
Kafes boş.
- Ofis boş.
- Kiler boş.
- Büfe boş.
Dolap boş.
Şişe boş.
Ev boştur.
Hesabınız boş.
Evimiz boş.
Benim çantam boştur.
Fincan boş.
Fazla suyu boşaltın.
Evi boş bulacaksın.
Kutuyu açtım, boştu.
Kutu neredeyse boş.
Boş bir bardağım yok.
Suyu kovadan boşalt.
Kutu boş değildi.
Dükkan oldukça boştu.
Kutu açık va boştu.
- Odan artık boş değil.
- Odanız artık boş değil.
Hayatım onsuz boş.
- Ceplerini boşalt!
- Ceplerinizi boşaltın!
Tom'un odası boş.
Tom'un yatağı boş.
Niçin benim çantam boştur?
Mary'nin çantası boş.
Boş ev toz doluydu.
Bavullardan biri tamamen boş.
O boş bir masada oturuyor.
Onun bulduğu kutu boştu.
Onlar gittiğinden beri ev boş görünüyor.
Odanın boş olup olmadığını kontrol ettiler.
Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.
Boş bir şişe bulup suyla doldur.
Odayı boş buldum.
Onun kedisini boş bir odada buldum.
Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.
Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.
o diğerkâmlık, sevgi, sabır ve nezaket.
- O boş bir tenekeyle futbol oynuyordu.
- Boş bir teneke kutu ile futbol oynuyordu.
O, o odanın boş olup olmadığını hatırlamıyor.
Buzdolabında hiçbir şey yok.
Oda uzun süredir boş.
ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim. Tüm böcekler ışığa doğru uçacaktır.
Tom cüzdanı neredeyse boş.
Oda havada yüzen toz zerrelerinin dışında boş.
Hayatım onsuz boş.
Bu şeyleri koyabileceğim bir ayakkabı kutun var mı?
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.