Examples of using "¡lío" in a sentence and their turkish translations:
Şu dağınıklığa bak.
Benim de kafam karıştı!
Bu ne güçlük!
- Ben rutine bağladım.
- Ben çakılı kaldım.
O bir bohça giysi taşıdı.
Kendimi neye bulaştırıyorum?
O belaya karışmıştı.
- Darboğaza düşmek istemiyorum.
- Zor duruma düşmek istemiyorum.
Şimdi onun başı belada.
Büyük bir sorununuz var.
- Onun büyük bir sorunu var.
- Onun başı belada.
Tom, Mary'yi karışıklıktan kurtardı.
Tom başının büyük dertte olduğunu düşünüyor.
Bu tam bir karmaşa ve benim sinirime dokunuyor.
Biz başlamadan önce bana söyleseydin, biz şu anda bu karmaşa içinde olmazdık.