Translation of "Atrapado" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Atrapado" in a sentence and their turkish translations:

Estoy atrapado.

Ben tuzağa düştüm.

Estás atrapado.

Sen tuzağa düştün.

Estaba atrapado.

Tuzağa düşürüldüm.

- Tom se sintió atrapado.
- Tom se sentía atrapado.

Tom tuzağa düşürüldüğünü hissetti.

Tom estaba atrapado.

Tom tuzağa düşürüldü.

Tom está atrapado.

Tom tuzağa düşmüş.

Tom parece atrapado.

Tom tuzağa düşmüş görünüyor.

Me siento atrapado.

Tuzağa düşmüş hissediyorum.

No estaba atrapado.

Tuzağa düşürülmedim.

Estás atrapado. ¡Ríndete!

Sen tuzağa düşmüşsün. Teslim ol!

Está atrapado en peligro.

Bu bubi tuzaklı.

Estoy atrapado aquí dentro.

- Burada kapana kısıldım.
- Burada sıkıştım.

El impostor fue atrapado.

Sahtekar yakalandı.

Tom ha sido atrapado.

Tom tuzağa düşürüldü.

Tom se siente atrapado.

Tom kapana kısılmış hissediyor.

Sabía que serías atrapado.

Yakalanacağını biliyordum.

Estoy atrapado en Boston.

Ben Boston'da sıkışıp kaldım.

Estoy atrapado en un atasco.

- Ben bir trafik sıkışıklığında sıkıştım.
- Trafik sıkışıklığında sıkıştım.

Tom podría haber atrapado algo.

Tom bir şey yakalamış olabilir.

Quedé atrapado en un embotellamiento.

Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.

Estoy atrapado en un lío.

- Ben rutine bağladım.
- Ben çakılı kaldım.

¡Pelo! Está atrapado en esa rama.

Tüy! Şuradaki dala takılmış.

¿Has atrapado un pez alguna vez?

Hiç balık yakaladın mı?

Hay alguien atrapado en el coche.

Arabada tuzağa düşürülmüş biri var.

Tom quedó atrapado en un embotellamiento.

Tom bir trafik sıkışıklığında yakalandı.

Hay un grillo atrapado aquí, ¿lo ven?

Baksanıza, yakalanmış bir cırcır böceği bile var, gördünüz mü?

Para no quedar atrapado en cosas hipotéticas

yani farazi şeylere takılmıyorsunuz

El asesino aún no ha sido atrapado.

Katil hâlâ serbest.

El barco estaba atrapado en el hielo.

Kayık buzun içinde kitlendi.

Fui a menudo atrapado por la desesperación.

Ben sık sık umutsuzluk tarafındn ele geçirildim.

- ¿Alguna vez te quedaste atrapado en un ascensor?
- ¿Te has quedado atrapado en un ascensor alguna vez?

Hiç asansörde sıkıştın mı?

Si uno queda atrapado en ellas, ¡está perdido!

Bunlardan birine yakalanırsanız işiniz biter!

El volantín se quedó atrapado en el árbol.

Uçurtma ağaçta sıkıştı.

- Ha atrapado veinte mariposas.
- Él atrapó veinte mariposas.

Yirmi kelebek yakaladı.

Él estaba atrapado en un empleo sin futuro.

Geleceği olmayan bir işte tuzağa düşürülmüştü.

Tom se dio cuenta de que estaba atrapado.

Tom pusuya düşürüldüğünü fark etti.

¿Me estás diciendo que estoy atrapado aquí contigo?

Burada seninle çıkmazda olduğumu mu söylüyorsun?

El propio Wellington estaba en riesgo de quedar atrapado.

Wellington artık varlık tehlikesi altındaydı hapsolmuş.

Él sabe como quebrar la ley sin ser atrapado.

O, yakalanmadan nasıl suç işleyeceğini biliyor.

¿Hay algún riesgo de ser atrapado por la policía?

Polis tarafından yakalanma riski var mıdır?

¿Alguna vez te has quedado atrapado en el ascensor?

Hiç asansörde kaldın mı?

A veces queda atrapado en una condición llamada vórtice de muerte

ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen

Un número desconocido de víctimas puede estar atrapado entre los escombros.

Kurbanların bilinmeyen sayısı moloz altında kalmış olabilir.

Escipión se mueve al sur de nuevo, siendo atrapado a campo abierto.

Scipio açık alanda yakalanmak istemeyerek tekrardan güneye doğru hareket ediyor.

En la costa británica, un langostino de solo cuatro centímetros de largo está atrapado.

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

Si estuvieras atrapado en una isla desierta, ¿qué libros querrías tener contigo para leer?

- Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- Issız bir adaya düşseydin okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?

Tom fue atrapado con las manos en la masa, robando de la caja registradora.

Tom yazar kasadan hırsızlık yaparken suçüstü yakalandı.

Y no puedo volver a subir por esas laderas verticales. Quedé atrapado en la montaña.

Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.

Si estuvieras atrapado en una isla desierta y solo pudieras llevar tres cosas, ¿cuáles serían?

Issız bir adaya düşseydin ve yanına üç şey alma hakkın olsaydı neler alırdın?

- El ladrón fue atrapado con las manos en la masa.
- Pillaron al ladrón con las manos en la masa.

Hırsız suçüstü yakalandı.