Examples of using "утонуть" in a sentence and their turkish translations:
Sen boğulabilirdin.
- Boğulmaktan korkuyorum.
- Boğulmaktan korkarım.
Tom boğulabilirdi.
Boğulabilirdim.
Çocuğunun boğulmasına izin verdi.
En büyük korkum boğulmaktır.
Kendi suyunda boğulmak gibi birşey
Eğer onun yardımı olmasaydı o boğulabilirdi.
Tom, Mary'yi boğulmaktan kurtardı.