Examples of using "уговорить" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u itiraf etmesi için ikna etmelisin.
Tom'u gitmeye ikna etmek kolay olmayacak.
Bize yardım etmesi için onu ikna etmeye çalışın.
Bize yardım etmesi için onu ikna etmeye çalışın.
Tom'u gelmesi için ikna etmemiz gerekiyor.
Tom'u ikna etmeye çalıştım.
Tom seni bunu yapmaya ikna etmeye çalışacak.
Tom gitmesi için Mary'yi ikna edemedi.
Tom'a yardım ettirmeyi nasıl başardın?
Tom'u dans ettirmeyi nasıl başardın?
Tom'u onu yapmaya ikna edebildin mi?
Tom'u onu yapmaya ikna etmeyi başardın mı?
Tom'u gitmemeye ikna etmeye çalışacağım.
Tomu sana yardım etmeye ikna edebildin mi?
Tom'u gelmesi için ikna edebildim.
Tom Mary'yi gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
Yardım etmesi için Tom'u ikna etmeye çalışacağım.
Tom'u ikna etmeyi deneyebilirim.
Mary'yi gitmeye ikna etmek kolay olmayacak.
Tom'u ayrılmaya ikna etmek kolay değildi.
Tom'u şarkı söylemeye ikna etmek zor olacak.
Tom, Mary'yi şarkı söylemeye ikna etmeye çalıştı.
Tom beni şarkı söylemeye ikna etmeye çalıştı.
Tom'u beklemeye ikna etmeye çalıştım.
Tom Mary'yi kalmaya ikna etmeye çalıştı.
O, onunla gitmesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Tom'u bizimle gitmesi için ikna etmek zor olacak.
Tom'u sana yardım etmeye ikna edemeyeceksin.
Tom'u ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcıyorsun.
Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor
Tom bana bir İskoç eteği giydirmeye çalıştı.
Tom'u beklemesi için ikna edemedim.
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etmeye çalıştı.
Tom'u burada kalması için ikna etmek zorundayız.
Tom'u bize yardım etmesi için ikna etmeye çalışacağım.
- Tom'u onu yapması için ikna etmeye çalışacağım.
- Tom'u bunu yapmaya ikna etmeye çalışacağım.
Tom onu yapması için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
O, onu yapması için onu ikna etmeye çalıştı.
Tom'u eve gelmesi için ikna etmeye çalıştım.
Tom Mary'yi kalması için ikna edemedi.
Tom'u evini satmak için ikna etmek zor olacak.
Tom'u bize yardım etmeye ikna etmek zor olacak.
Tom Mary'yi gitmemesi için ikna etmeye çalıştı.
Tom, Mary'yi bunu yapmaya ikna etmeye çalışıyor.
Tom'u bunu yapmaya ikna edebilen tek kişi sensin.
Bize yardım etmeleri için onları ikna etmeye çalışın.
Tom'u senin için çalışmaya ikna etmeyi nasıl başardın?
Tom'u bizimle gelmeye ikna edemedim.
Tom'u ikna edebildin mi?
Tom onunla gitmem için beni ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'nin ona bir atkı örmesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Tom'u bizimle gitmesi için ikna etmek zorundayım.
Tom parayı kabul etmesi için Mary'yi ikna edemedi.
Bunu yapmaması için Tom'u ikna etmeye çalıştık.
Onu eve gitmesi için ikna edemedi.
Tom, gitmemesi için onu ikna etmeye çalışacağını biliyordu.
Tom'u bizimle gitmesi için nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum.
Tom'u sana yardım etmesi için ikna edebileceğini düşünüyor musun?
Tom'u bunu yapmaya gerçekten ikna edebileceğini düşünüyor musun?
Tom'u ikna etmeliyim.
Tom'u ikna etmen gerekiyor.
Onu ikna etmek zor olacak.
Onu ikna etmeye çalıştı.
O, onu bir ata binmeye ikna edemedi.
Tom, Mary'yi bunu yapmaya ikna etmeye çalışacağını söyledi.
Tom yemek yemek istemedi ve Mary onu yemesi için ikna edemedi.
Tom yardım etmek istemiyordu ve Mary yardım etmesi için onu ikna edemedi.
Tom'u ikna etmeyi nasıl başardın?
Gerçekten, Tom'un Mary'yi bunu yapmaya ikna edebileceğini düşünüyor musun?
Kulübümüze katılması için onu ikna edebilir misin?
Kendisine yeni bir araba satın alması için onu ikna edemedi.
O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.
Tom ve Mary John'u bunu yapmamaya ikna etmeye çalıştılar.
Tom'u Mary ile Boston'a gitmeye ikna etmeye çalıştım.
Belki de bizimle kamp yapmaya gitmesi konusunda Tom'la konuşabilirim.
Seni ikna etmeye çalışmayacağım.
Tom'un Mary'yi kendisiyle Boston'a gitmeye ikna edebileceğine eminim.
Bunu yapmak için başkasını ikna edemezsem bunu yapmak zorunda olan kişi benim.
Tom'u bunu yapmaya ikna etmek zor olacak.
Tom'u onu yapmaması için ikna etmek zor olacak.
Tom'u onu yapmamaya ikna etmek kolay değildi.
Tom, liseden mezun olduğundan beri, Mary'nin onunla evlenmesini sağlamaya çalışıyor.
Onu Tom'a yaptırmayı nasıl başardın?
Birini bana yardım ettirmeye çalışıyorum.
Tom'u bize yardım etmesi için nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum.
Tom'u takımımıza katılması için ikna edebileceğini düşünüyor musun?
Tom ve ben, Mary'yi bunu yapmamaya ikna etmeye çalıştık.
Onu ikna etmek zorundayım.