Examples of using "сквозь" in a sentence and their turkish translations:
Kalabalığı yararak ilerledik.
Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.
Çivi duvardan geçti.
O direkt gözyaşları ile cevap verdi.
Duvarların içinden göremem.
Süpermen duvarların içinden görebilir.
Bu tarayıcılar giysilerin içini görebilir.
Tom parmaklarını saçında gezdirdi.
Pencereden bir nehir görüyorum.
Tom yerin dibine girmek istedi.
Allah canımı alsın ki.
Lazerimiz doğrudan içinden geçiyor.
Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.
hiçbir etkileşime geçmeden buzun içinden geçerler.
O, duvarların içinden görebileceğini söylüyor.
- Filmlerde, hayaletler duvarların üzerinden yürüyebilir.
- Filmlerde, hayaletler duvarların içinden geçebilir.
Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.
Onlar dağı kazdılar ve bir tünel inşa ettiler.
- Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- Hayatı tozpembe görüyor.
zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.
aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.
O, kalabalığın arasından geçti.
Kemiğin içini göremeden beynin içini görmeyi nasıl planlıyorsunuz?''
Bu troller ise boyutlar arasında geçişler yapıyorlardı
Allah canımı alsın ki bu ikimizin arasında kalacak.
Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.
Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.
Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
Davout ve Üçüncü Kolordu kendi yollarına göre savaşıp orduya yeniden katılmayı başardılar.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
Bunu bu defa hoş göreceğim ama bunun tekrar olmasına izin verme.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.