Examples of using "свободного" in a sentence and their turkish translations:
ve bol bol zaman.
Kesinlikle bir sürü boş zamanın var.
Ayıracak çok zamanın var mı?
Tom'un hiç boş zamanı yok.
Tom'un çok fazla boş zamanı var.
- Boş vaktim yok.
- Boş zamanım yok.
- Tom epey bos zamanı var.
- Tom'un bir sürü boş zamanı var.
Çok fazla boş zamanın var mı?
Bugün hiç boş vaktim yok.
Tom'un çok fazla boş zamanı yok.
Bugün hiç boş zamanım yok.
Tom boş zamanlarının çoğunu okuyarak geçirir.
Şimdi biraz boş zamanım var.
O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
sadece birkaç sokak ama bir sürü boş alan görürsünüz.
İşim kolay ve bir sürü boş zamanım var.
Salonda bir tek boş koltuk yoktu.
Bütün istediğim biraz boş zaman.
Bu hafta bir sürü boş zamanımız var.
Boş zamanımın çoğunu Tom'la geçiririm.
Tom bir boş park yeri bulamadı.
Çok boş zamanım olduğu için Fransızca çalışmaya karar verdim.
Tom'un benimkinden daha fazla boş zamanı var.
Tom'un çok boş vakti olduğunu sanmıyorum.
Tom'un çok boş zamanı yoktu.
Tom boş zamanını çoğunu TV izleyerek harcar.
Onun benimkinden daha az boş zamanı vardı.
Tom'un benim ki kadar boş vakti yok.
Tom'un eskisi kadar çok boş zamanı yok.
Benim eskisi kadar çok boş zamanım yok.
Boş zamanınızın çoğunu kimle geçiriyorsunuz?
Tom sürekli yeterli boş zamanı olmadığından şikayet ediyor.
Ne yazık ki fazla boş vaktim olmayacak.
Tom boş zamanının çoğunu gitar pratiği yaparak geçirir.
Tom Mary'nin biraz boş zamanı oluncaya kadar beklemeye karar verdi.
Mary hep çok meşgul ve hiç boş zamanı yok.
Çok meşgulüm ve fazla boş zamanım yok.
Tom'un benimkinden daha fazla boş zamanı olduğunu sanmıyorum.
Orta Çağ'da onur, özgür insanların ve de Hristiyanların hayatının temelini oluşturuyordu.
Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.
Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepiniz Mesih İsa'da birsiniz.