Examples of using "принести" in a sentence and their turkish translations:
Hangisini getirmeliyim?
Ne getirmem gerekir?
Sana bir bardak su getireyim mi?
Onu getirebilirim.
Para getirmeyi unuttun mu?
Sana bir şey getirmem gerekiyor mu?
Sana yiyecek bir şey getirebilir miyim?
Onu getirmeyi unutma, tamam mı?
Öğle yemeği getirmeliydik.
Sana bir şey getirebilir miyim?
Haritayı getirmeyi unuttum.
Ne getirebilirim?
Onları benimle getirmeli miyim?
- Tom'dan gitarını getirmesini iste.
- Tom'dan gitarını getirmesini rica et.
Özür dilemeye istekliyim.
Sana bunları getirmek istedim.
Onun masayı getirmesine yardımcı oldum.
Özür dilemelisin.
Bana bir bardak su alabilir misin?
Tom kamerasını getirmeyi unuttu.
Kendi öğle yemeğini okula getirebilirsin.
Bana bir battaniye getirir misin?
Sana yiyecek bir şey alabilirim.
Biri bana bir havlu getirebilir mi?
Ne getirmen gerektiğini biliyor musun?
Garsonun bana bir pipet getirmesini ister misin?
Tom sınıfa ders kitabını getirmeyi unuttu.
Onları getirebilir miyim?
Onu getirebilir miyim?
Onu getirebilir miyim?
Neden içecek bir şey almıyorsun?
Tom'dan sana yiyecek bir şeyler getirmesini isteyeceğim.
Neden yiyecek bir şey almıyorsun?
Bir kalem getirmeyi unutma.
Lütfen bana faturayı getirir misin?
Özür dilemeye çalışıyorum.
Anneme oraya ne götüreceğimizi sordum.
Bize kahve alır mısın?
Yanında öğle yemeği getirmeliydin.
Pasaportunu bankaya götürmelisin.
Tom Mary'nin partiye bir salata getirmesini rica etti.
Anneme oraya ne getireceğimi sordum.
Ev ödevimi okula getirmeyi unuttum.
Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?
Özür dilemek istiyorum.
Söylediğim her şey için özür dilemek istiyorum.
Benim dilenecek bir özrüm var.
Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
İyilik bu gezegene barış getirmenin tek yoludur.
Hesabımızı getirebilir misiniz, lütfen?
Bir şişe daha şarap getirmeliydik.
Bu sözlüğü bana getirebilir misin?
Bana bir yastık ve battaniye getirebilir misiniz, lütfen?
Bana bir bardak daha şarap getirir misiniz?
Tom partiye ne getireceğini zaten Mary'ye söyledi.
Oda 305'e kahvaltımı getirir misin?
Özür dilemek istiyorum.
- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?
- Herkes sana saygı duyuyor, daha ne istiyorsun?
- Herkes size saygı duyuyor, daha ne istiyorsunuz?
Özür dilemek zorundayım.
Tom özür dilemeyi reddetti.
Kitabı getirmeyi unuttum. Aklımdan çıkmış işte.
Tom, Mary'nin ona süpermarketten biraz diş macunu ve tuvalet kağıdı getirmesini istedi.
Kameramı getirmeliydim.
Söylediğin için özür dilemelisin.
Ona özür dilemek zorundasın.