Examples of using "привыкли" in a sentence and their turkish translations:
Biz buna alışkınız.
süsler yapardık
Biz buna alışkınız.
Biz beklemeye alışkın değiliz.
fakat insanlar buna alışıyor ve sonra
İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
Buradaki insanlar soğuğa alışkındır.
Biz bir çadırda uyumaya alışkınız.
Onlar bir çadırda uyumaya alışkın.
Biz erkekler kadınları beklemeye alışkınız.
Geç saatlere kadar çalışmaya alıştık.
Biz buna alışık değiliz.
Buradaki insanlar soğuğa alışkındır.
Hepimiz gece geç saatlere kadar çalışmaya alışığız.
Alıştığımız şey bu.
Bu tür yiyeceğe alışkın değiliz.
Yavaşça onun gözleri karanlığa alıştı.
Biz sadece henüz buna alışkın değiliz.
Burada, gündüzle özdeşleştirdiğimiz yaratıklar var.
Biz iş paraya geldiğinde genelde streslerimiz hakkında konuşmayız.
alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.
- Boston'da yaşamaya alıştın mı?
- Boston'da yaşamaya alıştınız mı?
Onlar yazın nemli iklimine alışkın.
O kadar alışmışız ki Google'a,Google'a Google yazan bir milletiz
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.