Examples of using "стоять" in a sentence and their turkish translations:
Kuyrukta beklemekten bıktın mı?
Herkes ayakta kaldı.
Tom ayakta kaldı.
Ayakta durmak istiyorum.
Ayakta durmaktan bıktım.
Ben kuyrukta beklemekten usandım.
Ben dayanamıyorum.
Otobüste ayakta durmaktan nefret ediyorum.
İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
- Boş bir çuvalın dik durması zordur.
- Boş başak dik, dolu başak eğik durur.
O, trende ayakta durmak zorundaydı.
Tom hareket etmeden duramaz.
Vatan için savaş erkekler arasında paylaşılmıştır.
Daha fazla dayanamadım.
Tom kuyrukta beklemekten nefret eder.
Etrafta durmayı sevmiyorum.
Tom ayakta duramıyordu bile.
Bütün gün sadece orada mı duracaksın?
Koltuklar müsaitken ayakta durmanın anlamı yok.
Çocuk bir süre durmaya devam etti.
Sırada beklemeyi sevmiyorum.
- Burada beklemekten bıktım.
- Burada beklemekten yoruldum.
Tom sırada beklemek zorunda değildi.
Tren burada ne kadar duracak?
Kimse hukukun üstünde olmamalıdır.
Tom sırada beklemek istemiyordu.
Tom'un sırada beklemesine gerek yoktu.
Bebek ayakta durabilir ama yürüyemez.
Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
Tren o kadar kalabalıktı ki yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.
daha fazla dayanamayıp çığlık atarak uçaktan indi
Benim şimdilerim şu an geçmişte öylece duruyor olması gerekmez mi?
Konuşmacı herkesin onu görebileceği bir yerde durmalı.
Birbirimizin yolunun dışında kalalım.
Dik durmakla alakalı bir problemim var.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
O ne zaman kendi ayakları üzerinde durabilecek?
Yanında olamayız ve bunun olmasına izin veremeyiz.
Tren o kadar doluydu ki tüm gezi boyunca ayakta kalmak zorunda kaldım.
Tom büyüdü ve artık kendi ayakları üzerinde durabilir.
ama aynı zamanda birlikte zorlukları yeneceğimiz bir dünya.
yüksek olan bir ev kadar geniştir demek gibi.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Biz ayrı duramayız. Bir şey yapmamız gerek.
Tom zar zor ayakta durabiliyor.
Bu kelimelerin arasında boşluk olmak zorundadır.
Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
Tom sırada beklemek istemiyor.
Orada durup Tom'un ölümünü izleyemezsin.
Otobüs o kadar kalabalıktı ki istasyona kadar ayakta tutuldum.
Tren doluydu, bu yüzden o ikinci mevkide seyahat etmek zorunda kaldı ve yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldı.