Examples of using "племён" in a sentence and their turkish translations:
1750'lere kadar Great Plains'in tüm kabilelerinin atları vardı.
Bu göçebe kabilelerin üyeleri yetenekli okçu ve biniciydiler; rüzgar gibi hızla saldırıp kaçabiliyorlardı.
O adada hâlâ bazı vahşi kabileler var.