Examples of using "остается" in a sentence and their turkish translations:
Cinayet gizem olarak kalır.
Soru çözümsüz kalır.
Söz uçar, yazı kalır.
Tom gözaltında kalır.
hala daha geçerliliğini koruyor
sabit üzerinde durmuyor yani
bir' ne olurdu 'olmaya devam ediyor.
Ona sadece inanmak zorundasın.
Nihai karar başkana kalır.
Bir adam daha fazla ne isteyebilir?
Radyoaktif atık sorunu çözülmemiş olarak duruyor.
Tom neden Boston'da kalıyor?
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.
Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.
Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.
Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır.
Her şey gelir ve gider ama aşk her zaman sonunda kalır.
O, her gelişinde uzun süre kalır.
Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.
bölgesel olarak kalıyor ve yok oluyor bir süre sonra
Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.
uçağın uçuşsal paralelliği gibi sabit kalmasındaki sebebin
Ama o evde kalmayan bir kişi var ya
Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.
Zaman geçmez ya da gitmez, zaman içimizde kalır.
Bir kadın daha ne isteyebilir ki?
O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
bu filmden aklımızda kalan şey ise gaddar Kerim ile sansar Selim
Tom Boston'a geldiğinde genellikle bir otelde kalır fakat bazen bizimle kalır.
Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider
Bunu yapmak için ne kadar çok zaman harcarsam, zevk aldığım şeyleri o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırım.