Examples of using "нетерпением" in a sentence and their turkish translations:
Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.
Mektubunu dört gözle bekliyorum!
Bunu sabırsızlıkla bekliyorum.
Partiye can atıyorum.
Onu dört gözle bekliyorum.
- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.
Tom sabırsızlıkla bekledi.
Geri bildirimini dört gözle bekliyoruz.
Hepimiz bunu sabırsızlıkla bekliyoruz.
Yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.
Onun hediyesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Mektubunu sabırsızlıkla bekliyorum.
Raporunu okumayı iple çekiyorum.
Buna can atıyordum.
Yakında seni görmeye can atıyorum.
Onlar öğle yemekleri için sabırsızlar.
Tom, Mary'nin yolunu gözlüyor.
Ölmek için sabırsızlanıyorum.
Tatilimiz için sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Biz bunu iple çekiyoruz.
- Biz bunu dört gözle bekliyoruz.
Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
O, ona can atıyor.
- Ziyaretiniz için sabırsızlanıyorum.
- Ziyaretini dört gözle bekliyorum.
Noel için sabırsızlanıyorum.
Tatili dört gözle bekliyoruz.
Ben onu sabırsızlıkla bekliyordum.
Tom bunu dört gözle bekliyor.
- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.
Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.
Tom seninle tanışmayı dört gözle bekliyor.
- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.
Yaz tatilini gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum.
- Biz seni görmek için can atıyoruz.
- Size görmek için sabırsızlanıyoruz.
- Size görmeyi dört gözle bekliyoruz.
endişeli bir şekilde saatime bakıyordum
Öğrenciler yaz tatilini iple çekiyorlar.
Biz parti için sabırsızlandık.
Konserin başlaması için sabırsızdık.
Sizi tekrar görmeyi dört gözle bekliyoruz.
Yeni Yıl tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.
Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.
O, sınav sonucu hakkında endişeli.
Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.
Ben mi? Heyecanla senin yolunu gözlüyorum.
Onu sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Bir sonraki toplantımızı dört gözle bekliyorum.
Onun gelişi için sabırsızdım.
Baharın gelmesi için sabırsızlanıyorum.
Öğrenciler yaz tatilinin gelmesi için sabırsızlar.
Konseri dört gözle bekliyorum.
Önümüzdeki ayı iple çekiyorum.
Gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.
İyi haberi sabırsızlıkla bekliyorum.
Onu gerçekten sabırsızlıkla bekliyoruz.
Gelecek yazı sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelecek hafta için sabırsızlanıyorum.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.
- Hepimiz tatilimiz için sabırsızız.
- Hepimiz tatil için sabırsızlanıyoruz.
- Sizi görmek için sabırsızlanıyoruz.
- Seni görmeye can atıyoruz.
Öğrenciler yaz tatilini dört gözle bekliyorlardı.
Doğum günüme can atıyorum.
Ondan haber almaya can atıyorum.
Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.
Tom seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyor.
Doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.
Boston'a gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Seninle tanışmayı dört gözle bekliyorum.
Tom'la yine buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Ebeveynlerinle tanışmayı dört gözle bekliyorum.
- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.
Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Tatoeba'nın yeni sürümünü sabırsızlıkla bekliyorum.
Seni ve aileni görmeye can atıyorum.
Onlarla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Onunla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Onunla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Bu geceki konseri iple çekiyorum.
"Tekrar geleceğim." "Evet, sabırsızlıkla bekliyorum."
Boston'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom'un yıllık ziyaretini her zaman sabırsızlıkla bekleriz.
Ben de seni görmeye can atıyorum.
Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyoruz.
Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.
Seni Noelde görmek için sabırsızlanıyorum.
Müsait olduğunda senden dört gözle haber bekliyorum.
Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
Yakında senden haber almayı dört gözle bekliyoruz.
Çocuklar kardan adam yapabilecekleri ilk karı iple çektiler.
O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Tom'a onunla görüşmeyi sabırsızlıkla beklediğimi söyle.
Seni ve aileni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Seni en kısa zamanda tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.