Examples of using "небом" in a sentence and their turkish translations:
Yıldızların altında uyuduk.
Yıldızların altında uyudular.
gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile
Tom yıldızların altında uyumak istedi.
Birlikte yıldızların altında uyudular.
İtalya büyük bir açık hava müzesidir.
Tom ve Mary yıldızların altında uyudular.
Bu tahminleri gökyüzü gözlemleriyle test edebiliyoruz.
Biz açık havada yıldızların altında uyuduk.
Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.
Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.