Examples of using "надежду" in a sentence and their turkish translations:
Umudumu kaybettim.
Bana umut verdin.
Umudunu kaybetmeye başlıyordu.
Hiç umut yitirme.
Asla umudunu kesme.
O, ümidinden vazgeçti.
Tom umudunu kaybetti.
Tom umudunu kaybetti.
O, umudu bıraktı.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.
Yeni bir yıl hep umut getirir.
- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.
O, bazen ümidini kaybeder.
Tüm ümidini kaybetti.
Tom umudunu kaybetmeye başlıyor.
Almanya liderleri umudunu kaybediyordu.
Umudunu kaybetme, Tom.
Umudumu kaybetmeye başlıyorum.
Umudumu kaybetmeye başlıyordum.
Umudunu kaybetmeye başlıyordu.
Umudumuzu kaybetmeye başlıyorduk.
Tom umudunu kaybetmeye başlıyordu.
Tom uzun zaman önce umudunu bıraktı.
O tüm umudunu kaybetti.
O bize umut verir.
Onlar sadece umudunu kaybetti.
Bu umudumu kırdı.
Tom umudunu kesmedi.
Tom ümidini yitirdi.
Tom bütün umudunu kaybetti.
Umudumuzu kaybedemeyiz.
Umudunu yitirme.
Umudunu kaybetmemelisin.
Doktor olma umudundan vazgeçti.
Biz umudu kaybetmemeliyiz.
Bir doktor olma ümidiyle gitti.
Umudumu asla kaybetmeyeceğim.
Ümidini kaybetmemelisin.
O, umudunu hiç kaybetmez.
Biz asla umudumuzu kaybetmiyoruz.
Asla umudumuzu kaybetmeyelim.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.
Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
Tom bir aktör olma ümidinden vazgeçti.
Sözleri bana umut verdi.
Umutsuzdum ve ölmek istiyordum.
Onlar için ama aynı zamanda onlarla birlikte
Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.
Onun geri döneceği ümidini yaşatıyor.
Yeni bir yıl umut getirir.
Sözleri bana umut verdi.
Bulamayınca Tom'dan ümidimizi kesmiştik.
Tom umutlarını kaybetti.
Anadoluspor bu golle yeniden umutlandı.
O, bütün umutlarından vazgeçti.
Asla umudunuzu kaybetmeyin.
- Bütün ümidim gitti.
- Bütün umudum gitti.
Rus askerleri gittikçe daha fazla umut kaybetti.
O, umudunu hiç kaybetmez.
O, ümidini kaybetti ve zehirle intihar etti.
O bana umut verir.
Ama en azından NASA için Apollo 8'in başarısı umut getirdi.
Tom bir doktor olma umudundan vazgeçti.
O herkesin heyecanla bu eşsiz proje üzerinde çalışmasını umuyor.