Examples of using "дешевле" in a sentence and their turkish translations:
Ucuz olanı hangisi?
Hangisi daha ucuz?
Bu daha ucuz.
- Otobüsle gitmek daha ucuzdur.
- Otobüse binmek daha ucuzdur.
Trenle gitmek daha ucuz.
Belki daha ucuz bir tane vardır.
Gümüş altından daha ucuza mal olur.
Bu restoran daha az pahalıdır.
Otobüsle gitmek daha ucuzdur.
- O saat bundan daha az pahalı.
- O saat bundan ucuz.
9:00'dan sonra aramak daha ucuz mudur?
Senin araban benimkinden daha ucuz.
Doğum kontrolü, hamilelikten daha ucuzdur.
Laminant, parkeden daha ucuzdur.
Küçük bir araba büyük olandan daha ucuzdur.
Bu şapka ondan daha az pahalıdır.
Bu elbise seninkinden daha ucuzdur.
Mega Bloklar, legolardan daha ucuzdur.
Süt orada çok daha ucuzdur.
- Olmasını düşündüğümden daha ucuzdu.
- Düşündüğümden daha ucuzdu.
Bu olacağını düşündüğümden daha ucuzdu.
Daha ucuz olanı alalım.
Düşündüğümden daha ucuzdu.
Belki kırmızı biri? O daha ucuz.
Hangisi daha ucuz, otobüs mü yoksa tramvay mı?
Doğum kontrol hamilelikten daha ucuzdur.
Hangisi daha ucuz, bu mu yoksa o mu?
Bu kitabı daha ucuza aldım.
Bu kamera ondan daha az pahalı.
Çek Cumhuriyetin'de bira sudan daha ucuzdur.
Eğer oraya otobüs ile gidersen daha ucuz.
gün geçtikçe ucuzluyor.
Onlar aynı ürünü çok daha ucuza yapabilir.
Biraz daha ucuz olsaydı bir tane alır mıydın?
İçecekler altıya kadar yarı fiyatına.
Biletini ne kadar erken alırsan, ücret o kadar ucuz olur.
- Varoşta konut piyasası merkezdekine göre iki kat daha ucuz.
- Emlak fiyatları şehir dışına doğru gidildikçe merkeze göre neredeyse iki kat daha ucuz hâle geliyor.
Lazer yazıcılar genelde mürekkep püskürtmeli yazıcılardan daha ucuzdur.
Almanya'da biranın sudan daha ucuz olduğunu duydum. Bu doğru mu?
- Bu fiyata çok kelepir.
- Kelepir, yarı fiyatına.
Bu saat, şuradakinden daha az pahalı.
Güneş enerjisi son yıllarda çok daha uygun fiyatlı hale geldi.
Neden bu şehirde pek çok motosiklet var? Pekala, arabalardan daha ucuz olduğu ve zenginlerden daha çok fakir insanlar olduğu içindir.
Saatim sizinkinden daha az pahalı.