Examples of using "деда" in a sentence and their turkish translations:
Noel Baba'ya inanır mısın?
Resimdeki dedesi.
İki dedesi de ölmüş.
O, büyükbabasından korkuyor.
Dedemin anekdotlarını seviyorum.
Tom dedesinden korkuyor.
Büyükbabanın kaç tane şapkası var?
Tom, dedesine benziyor.
O, Noel Baba'ya inanıyor.
Bebeğe dedesinin adı olan Alfred kondu.
Tom, Noel Baba'dan bir mektup aldı.
Bana senin dedenin adı verilmiş.
Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.
Bugün büyükbabamın mezarını ziyaret edeceğim.
Dedem çok sağlıklı.
Benim oğlum Noel Baba'ya inanır.
Büyükbabanın adı ne?
Oğluma dedemin adını verdik.
Tom ona Noel Baba'dan gelen mektubu gösterdi.
Dedemin evi o sokaktaydı.
Küçükken Noel Baba'ya inanıyordum.
- Haftada iki üç kez dedemle görüşüyordum.
- Dedemle haftada iki üç kez görüşüyordum.
Bir çocukken, Noel Baba'ya inanırdım.
Tom Boston'a giderken büyükbabasının çiftliğinde durdu.
O dedesinden farklı olarak Fince konuşmuyor.
Noel Baba'ya inanıyorum.
Yaşlı adama hiçbir şekilde inanmadım.
Bebeğe dedesinin adı olan Richard kondu.
Büyükbabamın fotoğrafı duvarda.
Tom aynı babası, büyükbabaları ve kardeşleri gibi bir sakala sahip.
Ben bugün dedemin mezarını ziyarete gittim.
Tom hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.
Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.
Keşke Tom'a dedemin kemanını vermeseydim.
Büyükbabama hiç inanmıyordum.
Noel Baba'ya inanmayı bıraktığında kaç yaşındaydın?
Yaşlı adamı haftada iki ya da üç kez gördüm.