Examples of using "даже" in a sentence and their turkish translations:
Bu daha da iyi.
Tom bile gülümsedi.
Daha iyi ya!
Tom bile güldü.
Tom bile yalan söyledi.
Ürkütücü bir şekilde.
orada bile
Düşünme bile.
Denemedin bile.
- Yazın bile hava orada soğuktur.
- Orası yazın bile soğuktur.
Ağlamadın bile.
Gülümsemedin bile.
Yazın bile orası soğuk.
Dinlemiyorsun bile.
Denemiyorsun bile.
Yorulmadım bile.
Tom bile endişeli görünüyordu.
- Tom burada bile değil.
- Tom burada değil ki?
- Tom burada değil bile.
Kanadalı değilim ki.
Çocuklar bile bilir bunu.
Başlamadık bile.
Tom bile erken ayrıldı.
Tom daha başlamadı bile.
O, teşekkür bile etmedi.
bir hoşçakal bile demedim." dedi.
bakmamız yeterli olur.
Yolda küçük bir atıştırmalık bile yedim.
Bu kadarla sınır değil.
Ebeveynleri bile.
hatta en büyüğü
farkında bile olmadan
bunu yaparken bile
hayvanların bile sayılıp
şimdi bile şiir besteledi .
Tom bile şaşırmıştı.
Tom bile dinliyor.
- Hatta onu düşünme.
- Onu düşünme bile!
- Aklına bile getirme!
Hatta denemek bile işe yaramaz.
Tom bile güldü.
Tarafsızlık bile taraflıdır.
Tom bile yüzüyor.
Tom bile ağlıyordu.
O, teşekkür bile etmedi.
Sen onu tanımıyorsun bile.
Seni fark etmemişim bile.
Onları görmedim bile.
- Onu hiç fark etmedim bile.
- Ben onu fark etmedim bile.
- Çikolata bile vitaminler içerir.
- Çikolata bile vitamin içerir.
Tom özür bile dilemedi.
Ben bile bunu yapabilirim.
Tom bile kabul etmedi.
Tom'la konuşma.
Onu görmedim bile.
- Seni görmedim bile.
- Sizi görmedim bile.
- Seni anlamadım bile.
- Sizi anlamadım bile.
Onlara bir mektup bile yazdım.
Ona bir mektup bile yazdım.
Ona bir mektup bile yazdım.
Onu görmedim bile.
Tom'u tanımıyorsun bile.
Daha seni tanımıyorum bile.
Sen bizi tanımıyorsun bile.
Sen onları tanımıyorsun bile.
- Sen onu bilmiyorsun bile.
- Sen onu tanımıyorsun bile.
Biz onları tanımıyoruz bile.
Biz onu tanımıyoruz bile.
Biz bile onu tanımıyoruz.
Onu tanımam bile.
Ben onları tanımıyorum bile.
Sen orada değildin ki.
Orada değildi bile.
Orada değildim ki.
Tom gitmek istemiyor bile.
Irkçılık televizyonda bile var.
- Sen bile balıktan hoşlanmıyorsun.
- Balığı bile sevmiyorsun.
Beni bile tanımıyorsun.
Daha denemedin bile.
Davet bile edilmedim.
Bir evim bile yok.
Tom bile onu yapmaz.
Tom'a bir mektup bile yazdım.
Tom cevap verme zahmetinde bile bulunmadı.
Burada değildim bile.
Kazanmak istemiyorsun bile.
Annem bile bunu bilir.
Tom onu okumadı bile.
Tom hoşça kal bile demedi.
O konuda şaka bile yapma.
Hatta benimle konuşma.
Kımıldama. Nefes bile alma.
Tom'u görmemişim bile.
Nerede olduğunu bile bilmiyorum.
- Nedenini bilmiyorum bile.
- Nedenini bile bilmiyorum.
Tom'un bir kurşun kalemi bile yok.
Hatta onlarla konuşmayın.
Hatta onunla konuşmayın.