Examples of using "дадут" in a sentence and their turkish translations:
Ödül ona verilmeyecek.
Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek.
Onu yapmamıza izin verecekler mi?
Ne kadar verirlerse, o kadar olacak.
Bunun geçmesine izin vermeyecekler.
- Onlar Tomû kaçırmayacaklar.
- Onlar Tom'un kaçmasına izin vermeyecekler.
Onlar onun kaçmasına izin vermeyecekler.
Belki de bana bir şans vereceklerdi.
Yakında bize cevaplarını verecekler.
Onlar Tom'u görmeme izin vermeyecek.
Karar vermeden önce müzakerelerin nasıl sonuçlanacağını görelim.
Tom zam almazsa terk emekle tehdit etti.
Onlar beş ya da altı gün içinde bize yanıtı verecekler.
Onlar senin kaçmana izin vermeyecekler.
Onun kaçmasına izin vermeyecekler.
Pamuk eldivenler bebeğin kendi yüzünü tırmalamasını önleyecektir.
Tom onların onu yapmalarına izin vermeyeceğini söyledi.
Onu yapmana izin vermeyeceklerini biliyorsun, değil mi?
Asla kimseden bir şey istemeyin! Asla bir şey istemeyin, özellikle de sizden güçlü olanlardan. Kendileri teklif erderler ve kendileri her şeyi verirler.