Translation of "веса" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "веса" in a sentence and their turkish translations:

Фунт - это единица веса.

Bir pound bir ağırlık birimidir.

Даю нагрузку всего своего веса.

Tüm ağırlığımı veriyorum.

У меня нет лишнего веса.

Ben şişman değilim.

У Тома нет лишнего веса.

Tom fazla kilolu değildi.

Ящик развалился из-за веса груза.

Kutu yükün ağırlığı nedeniyle düştü.

Мы с Томом почти одного веса.

Tom ve ben hemen hemen aynı ağırlıktayız

Диета Тома привела к потере веса.

Tom'un diyeti kilo kaybıyla sonuçlandı.

Эти балки не выдержат веса крыши.

Bu kirişler çatının ağırlığını taşımazlar.

В прошлом году я набрал немного веса.

Geçen yıl biraz kilo aldım.

Стоимость монеты зависела от веса использованного металла.

Paraların değeri kullanılan metalin ağırlığına bağlıydı.

...набив щеки пищей, равной десяти процентам своего веса.

Yanak keseleri, vücut ağırlığının yüzde onuna kadar taşır.

эти летучие мыши потребляют до 120% своего веса.

bu yarasalar ağırlığının %120'si kadar bir besin tüketir

Лёд такой тонкий, что не выдержит твоего веса.

- Buz senin ağırlığını taşımayacak kadar ince.
- Buz o kadar ince ki senin ağırlığını taşımaz.

- Том может поднимать тяжести.
- Том может поднимать тяжёлые веса.

Tom ağır halterleri kaldırabilir.

Над Мэри в школе издевались из-за её веса.

Mary, kilosu nedeniyle okulda zorbalığa uğradı.

но миномет, используемый древними египтянами, может нести миллионы тонн веса

fakat eski mısırlıların kullandığı harç milyonlarca ton ağırlığı bile taşıyabiliyor

- Я беспокоюсь по поводу своего веса.
- Я обеспокоен своим весом.

Ben kilom hakkında endişe duyuyorum.

Мэри разозлилась, когда Том затронул в разговоре тему её веса.

Tom onun ağırlığından bahsettiğinde Mary kızdı.

и ему нужно в 2,5 раза больше своего веса в день.

ve ağırlığının 2.5 katı kadar günlük besin ihtiyacı vardır

- Том беспокоится о своём весе.
- Том волнуется из-за своего веса.

Tom ağırlığı hakkında endişeleniyor.

У Тома есть немного лишнего веса, но раньше он был хорошим атлетом.

Tom biraz fazla kiloludur ama o eskiden oldukça iyi bir atletti.

Муравей может поднять вес, который в 50 раз больше его собственного веса.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.

Огромная экономия веса означала, что этот космический корабль можно запускать на одной ракете меньшего размера.

Ağırlıktaki büyük tasarruf, bu uzay aracının daha küçük bir roket üzerinde fırlatılabileceği anlamına geliyordu.

У напитков, содержащих сахар, нет пищевой ценности, и они вносят существенный вклад в набор веса.

Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo almaya önemli ölçüde etki ederler.

потому что ни один из растворов, которые мы используем сегодня, не достаточно прочен, чтобы выдержать нагрузку такого веса

çünkü günümüzde kullandığımız harç'lardan hiçbirisi bu kadar ağırlıktaki bir yükü kaldırabilecek sağlamlıkta değil