Examples of using "Даю" in a sentence and their turkish translations:
Ben söz veriyorum.
Sana söz veriyorum.
Söz veriyorum.
İpucu veriyorum.
- Sana bir şans veriyorum.
- Size bir şans veriyorum.
Bunu onlara veriyorum.
Bunu ona veriyorum.
Bunu ona veriyorum.
- Sana bunu bedava vereceğim.
- Sana bunu bedava veriyorum.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
Sana bir şans daha veriyorum.
Köpeklere su veriyorum.
Gözlerimi dinlendiriyorum.
Jack'a elma veriyorum.
Bir ipucu daha veriyorum.
Ders vermem.
İspanyolca dersleri veriyorum.
İstediğini sana veriyorum.
Onu sana vermemin nedeni bu.
Sana mutlu olma şansını öneriyorum.
Bunu sana vermemin nedeni bu.
Tüm ağırlığımı veriyorum.
Nefreti çok geniş bir çapta tanımlıyorum
Tom'a son bir şans daha veriyorum.
Sana sözüm olsun.
Ben onaylıyorum.
Bence sanıklara yazma ödevi vermek
kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,
Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.
Sana ikinci bir şans veriyorum.
İkinci bir şans daha vermem.
Para verdiğim adam fakirdir.
Size güncel adresimi vereceğim.
- Sana hazırlanman için otuz dakika süre vereceğim.
- Sana hazır olman için 30 dakika zaman tanıyacağım.
Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.
Tom'a her hafta para veriyorum.
Ben asla hiç kimseye ödünç kitap ya da CD vermem.
Artık Tom'un bunu yapmasına izin vermeyeceğim.
Bu konudan kimseye bahsetmeyeceğime söz veriyorum.
Sana beş dakika vereceğim.
İstediğini sana veriyorum.
Sen benim tavsiyemi istedin, bu yüzden onu sana veriyorum.
Borç verdiğim insanlar asla bana geri ödeme yapmıyorlar.
Arkadaşımın ev ödevimi kopyalamasına izin verdim.
Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
Esas olarak bir stüdyo müzisyeni olarak çalışsam da, fazladan para kazanmak için biraz sokak çalgıcılığı yaparım.
Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum. Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.