Examples of using "Счет" in a sentence and their turkish translations:
Ben faturayı ödedim.
- Hesap, lütfen.
- Bana hesabı getir, lütfen.
- Hesabı istiyorum lütfen.
Tom tasarıyı imzaladı.
Bir hesap açın.
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
Tom banka hesabını boşalttı.
Bugün hesabı bölüşelim.
Tom hesabı Mary'ye ödetti.
Bugünün oyununda en son skor neydi?
Tom Mary'nin faturayı ödeyeceğini umuyordu.
Garson, hesap lütfen.
Sadece onu benim hesabıma yazın.
Lütfen bana faturayı getirir misin?
Ben onun faturayı hemen ödemesini istedim.
O hususta size katılıyorum.
Faturayı bana verir misiniz, lütfen?
Şu an NASA'nın bütçesi Türkiye'nin bütçesinden katlarca kez fazla
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Bu programların insanlardan alınan vergilerle ödenmesi gerekiyordu.
Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
daha sonraki yıllarda da minareler ve türbeler eklenerek Ayasofya çok büyük miktarda genişletildi
- Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.
- O hususta size katılıyorum.
Bu hususta seninle aynı fikirde değilim.