Examples of using "Двух" in a sentence and their turkish translations:
Biz ikiye kadar konuştuk.
O iki kedi besler.
İki tilki yakaladık.
Neredeyse 2.
İki Hintli öldürüldü.
İki işte çalışıyorum.
Taksi iki yolcu aldı.
O, yaklaşık iki mildir.
İki koyun bir kurt tarafından öldürüldü.
O iki fare yakaladı.
İkisi arasında seç.
- İki kar tanesi tam olarak benzer değildir.
- Hiçbir kar tanesi birbirine benzemez.
Bu ikisinin çok daha iyisi.
O yaklaşık ikide geldi.
İki dilin yeterli olmadığını düşünüyorum.
Bu iki cevaptan biri doğru.
İki kızdan biri Tom'a gülümsedi.
İki erkek kardeşten hangisini gördün?
Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba
Okul iki kilometre ilerde.
Sözlük iki ciltten oluşur.
O, iki yastık ile uyur.
İki kızdan, o daha gençtir.
O iki yıldan fazla sürdü.
Aynı anda iki kişiyi sevme.
İki saatten daha az zamanımız var.
O, ikiz kızlar doğurdu.
İki saatten daha fazla bekledim.
Bir taşla iki kuş öldür.
Bu ikisinden daha ucuz olanıdır.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- Tom iki işte çalışıyor.
- Tom'un iki işi var.
Onu iki kopya halinde gönderin.
İsyan yaklaşık iki ay sürdü.
Eski bir arkadaş iki yeni arkadaştan daha iyidir.
- İki günden fazla geçmedi.
- En fazla iki gün geçti.
İki saatten fazla geçmedi.
İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
İneğini iki atla değiştirdi.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
bütün okulda sadece iki öğrenci daha onunla birlikte.
meslek kaybına uğradık ve toparlandık.
iki şeyden ötürü:
size bir kaç tanesini anlatayım.
O bir taşla iki kul öldürecek.
Saat ikiden beri sizi bekliyorum.
O, iki oğlunu savaşta kaybetti.
Bahçe, iki eve aittir.
Bana iki kişilik bir oda gerek.
İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
Bill iki kardeşin daha zeki olanıdır.
Belediye binası hemen köşede.
Aynı anda iki yerde olamazsın.
Arkadaşım iki dillidir.
İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.
Asyalı iki oğlanı evlat edindiler.
O kasaba iki mil uzaklıkta.
İki yüz dolar bana göre çoktur.
Bir taşla iki kuş öldürdüm.
Sabah ikiye kadar konuştuk.
O iki yabancı dil konuşuyor.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
Bir taşla iki kuş vurdu.
Bir sözlükte yaklaşık iki milyon kelime vardır.
İki saattir ders çalışmaktayım.
Tom iki yabancı dil konuşur.
Onlar bir taşla iki kuş öldürdüler.
Bu gezegen iki yıldızı yörüngesine alır.
İkinin karekökü nedir?
O, fuarda iki at satın aldı.
Ben iki tane yabancı dil konuşuyorum.
İki yabancı dil konuşur.
Mary iki yabancı dil konuşuyor.
İki yabancı dil konuşuyoruz.
Onlar iki tane yabancı dil konuşurlar.
Polis iki suç çetesinden üyeler tutukladı.
Biz iki aydan daha fazla bir süredir bekliyoruz.
- Bu yolla bir taşla iki kuş öldürürüm.
- Bu yolla bir taşla iki kuş vururum.
İki tişörtten herhangi birini seçin.
Şiddet iki hafta sürdü.
O garaj iki otomobil alacak yere sahip.
Bilim insanları aslında en az iki farklı açıklama öne sürdü.
Lisa iki kızının da okul ve forma masraflarını
Ama gecenin olumsuz yanları da var.
Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu,
Tom İki gündür uyumuyor.
- Masada en fazla iki kitap vardı.
- Masanın üstünde ikiden daha fazla kitap yoktu.
Restoran iki otobanın kavşağında bulunur.
İki cevaptan hiçbiri doğru değil.
İki dilin ortak çok yanı var.
Mola vermeden saat ikiden beri yazı yazıyorum.
2+3+4' ün toplamı dokuzdur.
O, okula çok yakın yaşıyor.
- Okula iki adım uzaklıkta yaşıyor.
- Okula iki adım uzaklıkta oturuyor.
2000 metreden daha yüksekte ağaçlar yetişmez.
O, denizin hemen yakınında yaşıyor.
Karşınızdaki kişiden 1.8 metre uzakta duruyor musunuz?
Bu kitabın iki sayfası eksik.