Translation of "Triste" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Triste" in a sentence and their turkish translations:

- Estou triste.
- Eu sou triste.
- Eu estou triste.

Ben üzgünüm.

Triste!

Üzücü!

- Estou triste.
- Eu sou triste.

Ben üzgünüm.

- Estou triste.
- Eu estou triste.

Ben üzgünüm.

- Agora estou triste.
- Agora sou triste.

İşte şimdi üzüldüm.

- Eu estava triste.
- Eu fiquei triste.

Üzgündüm.

Estás triste.

Sen üzgünsün.

Estou triste.

Üzgün hissediyorum.

É triste.

Bu üzücü.

Foi triste.

Üzücüydü.

Que triste!

Ne kadar üzücü!

- Ela parece triste.
- Ela parece estar triste.

O, üzgün ​​görünüyor.

- Estou muito triste.
- Eu estou muito triste.

Çok üzgünüm.

- Não é triste?
- Isso não é triste?

Üzücü değil mi?

- Tom se sentiu triste.
- Tom estava triste.

Tom üzüldü.

- Eu estava triste.
- Eu estava me sentindo triste.
- Estava me sentindo triste.

Canım sıkılıyordu.

Ela parecia triste.

- O, üzgün ​​görünüyordu.
- Üzgün görünüyordu.

Não fique triste.

Üzülmeyin.

Você está triste?

Üzgün müsün?

Tom está triste.

Tom üzgün.

Você parece triste.

Biraz üzgün görünüyorsun.

Ele morreu triste.

O, hüzünlü bir ölümle öldü.

É tão triste.

Çok üzücü.

Eu estava triste.

Üzgündüm.

Deixou Tom triste.

O, Tom'u üzdü.

Agora sou triste.

Şimdi üzgünüm.

É muito triste.

Bu çok üzücü.

Que homem triste!

Ne üzgün bir adam!

Tom parece triste.

Tom üzgün görünüyor.

Tu estás triste.

Sen üzgünsün.

- Por que você está triste?
- Por que estás triste?

Neden üzgünsün?

- Por que está tão triste?
- Por que estás tão triste?

- Niçin bu kadar üzgünsün?
- Niye bu kadar üzgünsün?

- O Tom é muito triste.
- O Tom está muito triste.

Tom çok üzgün.

O velho parece triste.

Yaşlı adam üzgün görünüyor.

Tom estava realmente triste.

Tom gerçekten üzgündü.

Ela está muito triste.

O çok üzgün.

Meu gato parece triste.

Kedim üzgün görünüyor.

Hoje estou muito triste.

Bugün çok üzgünüm.

Isso seria muito triste.

Bu çok üzücü olur.

O Tom está triste.

Tom üzgün.

Fico triste sem você.

Sensiz üzgünüm.

Tom estava muito triste.

Tom çok üzgündü.

Eu acho muito triste.

Onu çok üzgün buluyorum.

É uma história triste.

Bu üzücü bir hikaye.

Você só está triste.

Sadece üzgünsün.

Você está muito triste.

Çok üzgünsün.

Tom parecia estar triste.

Tom üzgün görünüyordu.

O Tom estava triste.

Tom üzgündü.

Esta canção soa triste.

Bu şarkı üzücü görünüyor.

Isso me deixa triste.

Bu beni üzgün hissettiriyor.

Meu Deus, que triste!

Aman yarabbi, ne kadar üzücü!

Você não está triste?

Üzgün ​​değil misin?

- Por que estás tão triste?
- O que te deixa tão triste?

Ne hakkında bu kadar üzülüyorsun?

- Esta é uma história tão triste.
- Esta é uma história muito triste.

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye.

- É triste não ser amado, mas é muito mais triste não ser capaz de amar.
- É triste não ser amado, mas é muito mais triste não poder amar.

Sevilmemek üzücüdür fakat sevememek çok daha üzücüdür.

Houve um triste ataque terrorista

o üzücü terör saldırısı yaşandı

Isso é triste de verdade.

O gerçekten üzücü.

É uma história muito triste.

Çok üzücü bir hikaye.

Isso me deixou muito triste.

O beni çok üzdü.

É um conto muito triste.

Bu çok üzücü bir hikaye.

Isso é uma triste verdade.

O acı bir gerçektir.

Eu disse que estava triste.

Üzgün olduğumu söyledim.

Você está triste, não está?

Üzgün değilsin, değil mi?

Isso me deixa muito triste.

Bu beni gerçekten üzüyor.

O Tom está ficando triste.

Tom üzülüyor.

Tom está muito triste mesmo.

Tom gerçekten üzgün.

Você ainda parece estar triste.

Hâlâ üzgün görünüyorsun.

É triste, mas é verdade.

Bu üzücü ama gerçek.

Isso é triste para você.

O senin için üzücü.

Por que está tão triste?

Niçin bu kadar üzgünsün?

O Tom está muito triste.

Tom çok üzgün.

- Por que você está bravo?
- Por que estás triste?
- Você está triste por quê?

Niçin üzgünsün?

- Por que a sua mulher está triste?
- Por que a sua esposa está triste?

Karınız neden üzgün?

O que te deixa tão triste?

Seni o kadar üzen nedir?

A notícia a deixou muito triste.

Haber onu çok üzdü.

Estou muito triste por ouvir isso.

Onu duyduğuma çok üzüldüm.

É triste que você deva partir.

Bizden ayrılacağın için üzgünüm.

Acho triste não ter nenhum amigo.

Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır.

Por que você está tão triste?

Neden bu kadar üzgün görünüyorsun?

Tom me disse que estava triste.

Tom bana üzgün olduğunu söyledi.

Certamente ficarei triste quando ele morrer.

O ölürse ben kesinlikle üzüleceğim.

Quando eu acordei, eu estava triste.

Uyandığımda üzgündüm.

Ela se sentiu triste e rejeitada.

O üzüldü ve reddetti.

Estaria triste, mas não me suicidaria.

Üzülürdüm ama intihar etmezdim.

- Você está triste.
- Vocês estão tristes.

Sen üzgünsün.

Me sinto um pouco triste hoje.

Ben bugün kendimi biraz üzgün hissediyorum.

Isso me deixou um pouco triste.

Beni birazcık üzdü.