Examples of using "Mostrou" in a sentence and their turkish translations:
O, dürüst olduğunu kanıtladı.
- O, yeteneklerini gösterdi.
- Yeteneklerini sergiledi.
O, resmi sana gösterdi mi?
Mary memelerini gösterdi.
O bize fotoğraflar gösterdi.
Tom bize birkaç resim gösterdi.
Ona dövmesini gösterdi.
Bana yeni arabasını gösterdi.
Mary mektubu bana gösterdi.
O bize birkaç resim gösterdi.
Ona yolu gösterdi.
Bana yolu gösterdi.
O bana yolu gösterdi.
Tom, Mary'ye bir şey gösterdi.
O, bana albümünü gösterdi.
Tom bana kasabayı gezdirdi.
Tom bana mektubu gösterdi.
Tom bize şehri gezdirdi.
O ona fotoğrafı gösterdi.
O ona benim resmimi gösterdi.
O bana albümünü gösterdi.
Öğretmenine dilini çıkardı.
O, bana yeni arabasını gösterdi.
Tom bize yeni arabasını gösterdi.
Tom resimleri Mary'ye gösterdi.
O bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdi.
Tom resmi Mary'ye gösterdi.
Tom bana kampüsü gezdirdi.
O, bize güzel bir şapka gösterdi.
Bana bahçesini gösterdi.
O ona fotoğrafımı gösterdi.
O, ona koltuğunu gösterdi.
Tom bana nasıl spagetti yapacağımı gösterdi.
Tom bana ilginç bir video gösterdi.
Bana pul koleksiyonunu gösterdi.
Öğretmen bilgisayarın nasıl kullanılacağını bize gösterdi.
Bize annesinin resmini gösterdi.
- Tom Mary'ye John'un resmini gösterdi.
- Tom Mary'ye John'un bir resmini gösterdi.
Tom onu nasıl yapacağımı bana gösteren kişi.
Yıl 1984'ü gösterdiğindeyse
Onu ebeveynlerine gösterdin mi?
O, gizlice bana onun resmini gösterdi.
- O, bana yeni arabasını gösterdi.
- Bana yeni arabasını gösterdi.
Polis bana senin resmini gösterdi.
Tom bana yeni arabasını gösterdi.
Tom bana kız arkadaşının bir resmini gösterdi.
Tom barmene sahte kimlik kartı gösterdi.
Tom bana kamerasını nasıl kullanacağımı gösterdi.
O bana kelebek koleksiyonunu gösterdi.
O, bana özel olarak resmini gösterdi.
Bana bu kamerayı nasıl kullanacağımı gösterdi.
Tom Mary'ye takvimini gösterdi.
Tom Mary'nin mektubunu bana gösterdi.
Tom Mary'ye dövmesini gösterdi.
O bana istasyona giden yolu gösterdi.
Damon bana pul albümünü gösterdi.
Tom Mary'ye onu nasıl yapacağını gösterdi.
Tom Mary'ye patlamış mısırı nasıl patlatacağını gösterdi.
Fadıl çok geçmeden gerçek niyetini gösterdi.
Tom bize birkaç iskambil kâğıdı numarası gösterdi.
Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.
Tom bana eski para koleksiyonunu gösterdi.
Tom Mary'ye John'un fotoğrafını gösterdi.
Emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını onlara gösterdi.
Bana fotoğraf albümünü gösterdi.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
O bana nasıl kek yapılacağını gösterdi.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
Tom yeni telefonunu Mary'ye gösterdi.
Tom Mary'ye kutuları nereye koyacağını gösterdi.
Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.
Dan Linda'ya kelebek koleksiyonunu gösterdi.
Tom bize annesinin bir resmini gösterdi.
Tom bana pul koleksiyonunu gösterdi.
Tom Mary'ye John'un bir fotoğrafını gösterdi.
Satın aldığın o yeni kitabı ona gösterdin mi?
Tom bize annesinin bir resmini gösterdi.
Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
Sen onların tepkisinden korktuğunu gösterdin.
- Ona lisesinin bir resmini gösterdi.
- Ona gittiği lisenin bir resmini gösterdi.
Tom ne kastettiğini bana gösterdi.
Bize karantinayı öcü gibi gösterdi
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.
Deneyim, paranın mutluluk getirmediğini gösteriyor.
Tom Mary'ye köpeğinin bir resmini gösterdi.
Bu, bana yolu gösteren çifttir.
Yeni yazılımı nasıl kullanacağını ona gösterdi.
- Fadıl gerçek renklerini gösterdi. O bir korkaktı.
- Fadıl gerçek rengini belli etti. O bir korkaktı.
- Fadıl gerçek niyetini gösterdi. O bir korkaktı.
sinema hayatında bir büyüme gösteriyordu Kemal Sunal
Düğün resimlerini Tom'a gösterdin mi?
Tom bana düğünde çektiği resimleri gösterdi.
Tom cüzdanında ne olduğunu bana gösterdi.
Erkek arkadaşından almış olduğu hediyeyi bana gösterdi.
O bana annesinin bir kız öğrenci olarak resmini gösterdi.
Bu plan kağıt üzerinde harika görünüyorken, bir felaket olduğu ortaya çıktı.