Translation of "Mesmas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mesmas" in a sentence and their turkish translations:

Nós gostamos das mesmas coisas.

Biz aynı şeyleri seviyoruz.

Quase ninguém vai para as mesmas aulas.

Neredeyse kimse aynı sınıflara gitmiyor.

Faria as mesmas coisas novamente, mas nós amamos

yine aynı şeyleri yapacaktı ama biz sevdik

As segundas-feiras nunca mais serão as mesmas.

Pazartesileri asla aynı olmayacak.

Eu gosto das mesmas coisas que você gosta.

Senin sevdiğin aynı şeyleri seviyorum.

Não há duas pessoas com as mesmas digitais.

Aynı parmak izli iki kişi yoktur.

Que não temos a liberdade de sermos nós mesmas.

çok fazla olduğunu anlamıyor.

Essas pessoas não podem tolerar críticas de si mesmas

bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler

As coisas são as mesmas, mas as pessoas mudaram.

Şartlar aynı ama insanlar değişti.

Estou cansado de fazer as mesmas coisas todos os dias.

Her gün aynı şeyleri yapmaktan bıktım.

As leis estão aí para proteger as pessoas delas mesmas.

Yasalar insanları kendilerinden korumak için vardır.

As pessoas que sempre falam de si mesmas me aborrecem.

Kendileri hakkında konuşan insanlar beni her zaman sıkar.

Ele vem dizendo as mesmas coisas desde que eu o conheci.

- Onunla ilk tanıştığımızdan beri o aynı şeyleri yapıyor.
- Onunla ilk tanıştığımızdan beri aynı şeyleri söylüyor.

Jogo excessivo causa as mesmas mudanças no cérebro que a toxicomania.

Fazla kumar, uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişimlerine neden olur.

Embora as leis sobre esse assunto sejam as mesmas há 85 anos

85 yıldır bu konudaki yasalar aynıyken

Eu não gosto de brincar com ele. Sempre fazemos as mesmas coisas.

Onunla oynamayı sevmiyorum. Her zaman aynı şeyleri yapıyoruz.

Junto à Linha do Equador, há as mesmas horas com e sem luz solar.

Ekvatorda gece ve gündüz eşittir.

As mesmas aplicações e similares também foram feitas aqui. E a China quase venceu o vírus

Yine aynı ve benzeri uygulamalar burada da yapıldı. Ve Çin neredeyse virüsü yendi

Os sábios têm dito sempre as mesmas coisas, e os tolos, que constituem a maioria, têm feito sempre exatamente o contrário.

Bilgeler her zaman aynı şeyleri söylemiştir ve çoğunluk olan aptallar her zaman tam tersini yapmıştır.

- As crianças foram deixadas para defenderem-se por elas mesmas.
- As crianças foram deixadas para arranjar-se sozinhas.
- As crianças foram deixadas para prover a própria existência.

Çocuklar kendi kaderlerine bırakıldılar.