Examples of using "Centro" in a sentence and their turkish translations:
Şehir merkezine gidelim.
Tom şehir merkezine gitti.
Şehir merkezinde yaşıyorum.
Dün şehir merkezine gittin mi?
Şehir merkezine gitmem.
bir iş merkezinde bir iş hanında daha doğrusu
Şehir merkezine gidiyorum.
Şehir merkezine gitmek istiyorum.
Sen şehir merkezinde çalışmıyor musun?
Merkez Bir denen bir şey vardı.
İsa tam olarak merkezde duruyor
Çarşıya alışverişe gidelim.
Bu da yeni spor merkezi,
Hangi metro şehrin merkezine gider.
O, ilgi odağıdır.
Tom şehir merkezinde yaşıyor.
Ofisim şehir merkezinde yer alır.
Bu hafta şehir merkezine gittin mi?
Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.
Tom şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmıyor.
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
Bizi şehir merkezine götür.
Park şehrin merkezindeydi.
- Okulumuz kasabanın merkezindedir.
- Okulumuz şehrin merkezindedir.
O ilgi odağında olmayı seviyor.
Bu yakınlarda alışveriş merkezi var mı?
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.
O şarkıcı ilgi odağı.
Tom ilgi odağı olmak istiyor.
O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.
Kendini evrenin merkezi olarak düşünür.
Bu taşın ortasında bir deliği var.
Ben şehir merkezinde alışveriş yapıyordum.
Evin şehir mekezinde sanıyordum.
Tom arkadaşları ile birlikte kent merkezine gitti.
bulunan bir köye götürmek.
Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.
Tayland'ın orta bölgesindeki Lopburi'de gecenin geç saatleri.
Alışveriş merkezini dolaştık.
Arkadaşlarıyla birlikte alışveriş merkezine gitti.
Otobüs seni şehir merkezine bırakacak.
Ben kent merkezinde bir daire arıyorum.
Ofisimiz şehir merkezinde bulunuyor.
Özgürlük, Amerikan demokrasisinin merkezidir.
Şehir merkezi haritan var mı?
Mağaza şehrin tam ortasında.
Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.
- Evrenin merkezi dünya değildir.
- Dünya, evrenin merkezi değildir.
Singapur'un tam merkezinde bir grup düz kürklü su samuru.
Onunla şehir merkezinde buluştum.
Şehir merkezindeki şu yeni restoranı denemeliyiz.
Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.
Boston'un şehir merkezinde bir ofis kiralamak pahalı.
Güneş, bizim güneş sistemimizin merkezindedir.
Postane, şehrin merkezinde yer almaktadır.
Tren istasyonu şehir merkezinde yer almaktadır.
Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Masanın ortasında bir gül vazosu bulunuyor.
Tony ve annesi şehrin ortasında bir otobüse bindiler.
Şanlıurfa'nın merkezine 12 km uzaklıkta bir yerde
Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Aristo dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıyordu.
Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.
Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.
Buradan şehir merkezine nasıl gideceğini biliyor musun?
Oğlumun ayağı takıldı ve sehpanın köşesi alnını yardı.
Tom bu öğleden sonra kent merkezine gitti.
1543'te Nicolaus Copernicus Güneş'in, evrenin merkezinde bulunduğunu ileri sürdü.
Lejre, bir zamanlar Ledreborg, gerçekten de erken Viking
Kilise köyün ortasındadır.
İnsanı evrenin merkezine koyan Leonardo'nun yaptığı Vitruvius Adamı Çizimi
Şehir merkezi sadece yaya trafiğine değil tümüne kapalı olmalıdır.
Japon bayrağı merkezde güneşi temsil eden kırmızı bir daire bulunan beyaz bir dikdörtgendir.
Almanya Avrupa'nın ortasındadır.