Examples of using "Acostumar" in a sentence and their turkish translations:
Buna alışmak zorundayım.
Ona alışacaksın.
Hâlâ alışmaya çalışıyorum buna.
Sanırım buna alışacağım.
Yakında buna alışacaksın.
Ona bir günde alışacaksın.
Ona alışmak zorunda kalacağım.
Havaya alışacaksın.
Buna alışmaya başlıyorum.
Buna alışmaya çalışıyorum.
Ben buna alışamam.
Yakında burada yaşamaya alışacaksın.
Sen buna alışabilirsin.
O, yakında sınıfa alışacak.
Ben karanlığa alışmaya başlıyorum.
Yeni apartmanıma alışamıyorum.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
Merak etme, zamanla alışacaksın.
Tom bunu yapmaya alışmasının biraz zaman aldığını söyledi.
Buradaki hayata alışmak biraz zamanımı alacak gibi görünüyor.
"Sen zaten Japon mutfağına alışık değil misin?" – "Alışmak zorunda kalmadım. O bana ilk görüşte aşık oldu!"