Examples of using "órbita" in a sentence and their turkish translations:
Sirius eliptik bir yörüngeye sahiptir.
yörünge ise kuyruklu yıldızı güneşten uzaklaştırıyor
bütün gezegenler kendine bir yörünge bulmaya çalışıyordu
Uydu, ay etrafında yörüngede.
Kim kendi ruhunun yörüngesini hesaplayabilir?
Astronomlar, Satürn'ün yörüngesinde altmış iki tane uydu gözlemlediler.
Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik
Merkür'ün yanlış tarafından fırlattığımız için korku içinde güneşin yörüngesine yaklaştık.