Translation of "Alma" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Alma" in a sentence and their turkish translations:

Alguém tem alma?

Herhangi biri bir ruha sahip midir?

- Você está vendendo sua alma.
- Estás vendendo tua alma.

Ruhunu satıyorsun.

A alma é eterna.

Ruh sonsuzdur.

A alma é imortal.

Ruh ölümsüzdür.

Eu não tenho alma.

Benim ruhum yok.

A Europa perdeu sua alma?

Avrupa, ruhunu kaybetti mi?

A tua alma me pertence.

- Ruhunuz bana ait.
- Canınız bana ait.

Não vi nem uma alma.

Bir ruh görmedim.

Sua alma precisa ser salva.

Canınız korunmalı.

- O homem vendeu sua alma ao diabo.
- O homem vendeu sua alma ao demônio.

Adam ruhunu şeytana sattı.

Tom acredita na existência da alma.

Tom ruhun varlığına inanır.

Não havia uma alma viva lá.

Orada yaşayan bir ruh yoktu.

Não há viva alma por aqui.

Buralarda yaşayan biri yok.

- O rosto é o espelho da alma.
- A alma se contempla no rosto do homem.

Yüz, kalbin aynasıdır.

Como a alma sobe para o céu

ruh gök yüzüne yükselirken

A alma desapareceu, mas sua obra permanece.

Ruh gitti ama onun çalışması kalır.

O rosto é o espelho da alma.

Yüz, kalbin aynasıdır.

O homem consiste em alma e corpo.

İnsan ruh ve bedenden oluşur.

A música é a alma da geometria.

Müzik geometri ruhudur.

A música é maravilhosa para a alma.

Müzik ruh için harikadır.

A alma é a prisão do corpo.

Ruh vücudun hapishanesidir.

A música é a alma da língua.

Müzik dilin ruhudur.

Esse homem vendeu sua alma ao diabo.

Şu adam ruhunu şeytana sattı.

Que Deus ajude a sua alma mortal.

Tanrı senin ölümlü ruhuna yardım eder.

A liberdade individual é a alma da democracia.

Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur.

Mua, ha, ha, ha! Tua alma será minha!

Mua, ha, ha, ha, ha! Senin ruhun benim olacak!

"Me dê a sua alma", disse o demônio.

"Bana ruhunu ver", dedi şeytan.

A música é considerada alimento para a alma.

- Müzik ruhun gıdası olarak düşünülür.
- Müzik, ruhun gıdası kabul edilir.

Em teus braços minha alma encontra a paz.

Senin kollarında ruhum huzur buluyor.

Aqui os erros são a alma do diálogo.

Burada, hatalar diyaloğun ruhudur.

O corpo é mortal, a alma é imortal.

Vücut ölümlüdür ancak ruh ölümsüzdür.

Ele morreu e sua alma foi para o inferno.

Öldü ve ruhu cehenneme gitti.

Quem poderá calcular a órbita de sua própria alma?

Kim kendi ruhunun yörüngesini hesaplayabilir?

Abra um livro e ele vai abrir sua alma.

Bir kitap açın ve ruhunuz açılacaktır.

Um amigo fiel é uma alma em dois corpos.

Sadık bir arkadaş iki vücutta bir ruhtur.

De acordo com o xamanismo, a alma do corpo morto

Şamanizme göre ölü bedenden ruh

Uma casa sem livros é qual um corpo sem alma.

Kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.

Um livro sem prefácio é como um corpo sem alma.

Önsözsüz bir kitap ruhsuz bir vücut gibidir.

Nesse caso, podemos dizer que apenas a alma sai para a jornada do tempo, ou seja, o corpo permanece e a alma segue

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider

alma é como o mesmo corpo, por isso precisa de tratamento

ruh'ta aynı beden gibidir yani tedaviye ihtiyacı vardır

Todo o meu coração, toda a minha alma pertencem a ti.

Bütün kalbim, bütün ruhum sana aittir.

A virtude talvez nada mais seja que a polidez da alma.

Erdem, belki de sadece ruhun nezaketidir.

O que deve ser feito se quisermos encontrar a nossa alma gêmea?

Ruh ikizimizi bulmak istersek ne yapılmalı?

Às vezes não é o corpo que está cansado, mas a alma.

Bazen yorgun olan beden değil, ruhtur.

Eu não me importo como um homem com uma alma doente foi eleito presidente

hasta ruhlu bir adam bu nasıl başkan seçildi aklım almıyor

- A música é um transporte de emoção.
- A música é um arrebatamento da alma.

Müzik, ruhun dışavurumudur.

Tom diz que Mary é sua alma gêmea e que eles foram feitos um para o outro.

Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.

Na Espanha existe a crença popular de que, quando alguém espirra, deve-se dizer "Jesus" para que a alma volte ao seu corpo.

İspanya'da popüler bir inanç vardır, hapşırdığınız zaman ruhun bedene dönmesi için "İsa" demeniz gerekir.

Não se precisa de muita coisa para se ser feliz: olhos que possam distinguir, um coração que compreenda e uma alma que viva é o quanto basta.

Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın ve ruhun yaşasın.