Examples of using "Alma" in a sentence and their turkish translations:
Herhangi biri bir ruha sahip midir?
Ruhunu satıyorsun.
Ruh sonsuzdur.
Ruh ölümsüzdür.
Benim ruhum yok.
Avrupa, ruhunu kaybetti mi?
- Ruhunuz bana ait.
- Canınız bana ait.
Bir ruh görmedim.
Canınız korunmalı.
Adam ruhunu şeytana sattı.
Tom ruhun varlığına inanır.
Orada yaşayan bir ruh yoktu.
Buralarda yaşayan biri yok.
Yüz, kalbin aynasıdır.
ruh gök yüzüne yükselirken
Ruh gitti ama onun çalışması kalır.
Yüz, kalbin aynasıdır.
İnsan ruh ve bedenden oluşur.
Müzik geometri ruhudur.
Müzik ruh için harikadır.
Ruh vücudun hapishanesidir.
Müzik dilin ruhudur.
Şu adam ruhunu şeytana sattı.
Tanrı senin ölümlü ruhuna yardım eder.
Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur.
Mua, ha, ha, ha, ha! Senin ruhun benim olacak!
"Bana ruhunu ver", dedi şeytan.
- Müzik ruhun gıdası olarak düşünülür.
- Müzik, ruhun gıdası kabul edilir.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Burada, hatalar diyaloğun ruhudur.
Vücut ölümlüdür ancak ruh ölümsüzdür.
Öldü ve ruhu cehenneme gitti.
Kim kendi ruhunun yörüngesini hesaplayabilir?
Bir kitap açın ve ruhunuz açılacaktır.
Sadık bir arkadaş iki vücutta bir ruhtur.
Şamanizme göre ölü bedenden ruh
Kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.
Önsözsüz bir kitap ruhsuz bir vücut gibidir.
Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider
ruh'ta aynı beden gibidir yani tedaviye ihtiyacı vardır
Bütün kalbim, bütün ruhum sana aittir.
Erdem, belki de sadece ruhun nezaketidir.
Ruh ikizimizi bulmak istersek ne yapılmalı?
Bazen yorgun olan beden değil, ruhtur.
hasta ruhlu bir adam bu nasıl başkan seçildi aklım almıyor
Müzik, ruhun dışavurumudur.
Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.
İspanya'da popüler bir inanç vardır, hapşırdığınız zaman ruhun bedene dönmesi için "İsa" demeniz gerekir.
Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın ve ruhun yaşasın.