Examples of using "Przyjęcie" in a sentence and their turkish translations:
Bu sadece gayri resmî bir parti idi.
Yarın akşam bir partimiz var.
Parti salı.
Küçük bir düğün olacağını düşündüm.
Eski arkadaşlar resepsiyona davet edildi.
Partiye yirmi arkadaşı davet ettim.
Kral herkesi bir partiye davet etti.
Partiye gitmeden önce zaten yemeğimi yemiştim.
Tom da partiye geliyor.
O, partiye gelen tek kişiydi.
Bizim parti için bir yer kiralamalıyız.
Tom sabah 2.30'da partiden ayrıldı.
Sanırım o, partimize gelecek.
Bay Smith için bir veda partisi düzenlendi.
Onun doğum günü partisine gidemedim.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
Onun partiye gelememesi çok kötü.
Partiye gelebildiğine sevindim.
Gelecek pazar Bay Oka için bir parti vermeyi planlıyoruz.
O harika bir partiydi.
Beni partiye davet ettiğin için minnettarım.
Benimle birlikte Tom'un partisine gitmekle ilgilenir misin?
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.
Bu gece partiye gelmeyebilir.
Bu partiye gelebileceğini umuyorum.
Partiye gitmeyeceğim.
Eğer o partiye gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.
- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.
Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
Ben bugün havanın görünümünü sevmiyorum. Hanami partisinin iptal olabilmesinden endişeliyim.