Examples of using "Wszystkich" in a sentence and their turkish translations:
Herkesi şaşırttın.
Ben herkesi hatırladım.
- Herkese merhaba!
- Herkese Merhaba.
- Merhabayın!
Herkese günaydın.
Ben herkesten özür diliyorum.
Ben onların hepsini seviyorum.
O hepimizi kurtardı.
Betty onların hepsini öldürdü.
Herkesin eğlencesini mahvettin.
Onların hepsi benim.
Hepsinden nefret ediyorum.
Oradaki herkesi tanıyordum.
Herkesi tanımıyorum.
Bu herkesi etkiliyor.
sizin için sahip olduğum şey.
Bu gece herkese yetecek balık var.
baskı uygulanmaya başlandı.
Oyun yüzünden hepimiz hayal kırıklığına uğradık.
Herkes, lütfen sakin olsun.
Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.
Bütün hayatlarımızı kurtardın.
Bütün bu insanları tanıyor musun?
- Herkes için yeterli oda var.
- Herkes için yeterli boş yer var.
Herkesi kurtaramayız.
Hepimize yetecek kadar yiyecek var.
tüm seçeneklerinizi dikkate almayı
O herkese karşı nazikti.
Herkes için yemek pişirmek zorunda kalacak.
Ona herkes tarafından saygı duyulur.
Tüm tedaviler ne kadara mal olacak?
Bu kitapların hepsini okumadım.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
- Herkes için oda yok.
- Herkese yer yok.
Dünyanın bütün işçileri, birleşin!
Ben hariç herkes davet edildi.
Sen hepimiz için bir ilhamdın.
Bütün bu insanlara bak.
Hepimiz için bir ilham kaynağısın.
Ben herkes için bir yük gibi hissediyorum.
Kral herkesi bir partiye davet etti.
Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.
O her zaman başkalarını bir aptal yerine koyar.
Altı üyenin üçte biri kadındı.
Bütün bu kutularda ne var?
Bütün sporların içinde en çok tenisi severim.
Biz bütün komşuları adıyla bilirdik.
Herkesin önünde olay çıkartma.
Beş tavşanın hepsi aç kurtlar tarafından yenildi.
Zaman hepsinin en değerlisidir.
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.
Neredeyse her gazetede bulmaca var.
- Sanırım Tom buradaki herkesi tanıyor.
- Tom buradaki herkesi tanıyor, sanırım.
Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,
Su, tüm canlılar için hayatidir.
Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.
Onun yorgun olduğu herkese açıktı.
Plan hemen hemen tüm katılımcılar tarafından desteklendi.
Bay Smith bütün öğrenciler tarafından sevilir.
Bu, bütün Finlandiya'nın en büyük elektrik santralı.
Başka herkese yalan söyleyebilirsin ama kendine yalan söyleyemezsin.
Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.
Varını yoğunu riske atma.
Onun elbisesi partide herkesin dikkatini çekti.
Hepinizin elinizden geleni yapacağınızı umuyorum.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.
Hepsinin içinde en çok Mary kaymayı sever.
Bay Smith bütün öğrencileri tarafından sevilir.
Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
Hepimizin içinde, Tom açık ara farkla en iyi yüzücüydü.
Müziğimin herkes için olmadığını biliyorum.
Bütün bu arabaların havayı kirletmesini gerçekten istiyor muyuz?
Brezilya, dünyadaki yağmur ormanlarının üçte birine sahiptir.
Tom sınıfındaki diğer çocukların herhangi birinden daha uzun.
Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.
Mary'ye herkes tarafından saygı duyulur.
Mary çok hoş bir kız olduğu için herkes tarafından sevilir.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
O sadece güzel değil fakat aynı zamanda herkese karşı nazik de.
Bu müzik herkesin canını sıkıyor.
Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.
Olanlar için hepinize özür dilemek istiyorum.
Herkes soluyarak konuşuyor.
Denenmiş olan tüm diğerleri hariç, demokrasi yönetimin en kötü şeklidir.
Biz neden herkesi kovmuyoruz ve bir grup yeni insanı işe almıyoruz?
Keşke sana bütün ayrıntıları söyleyebilsem ama patronum bana söylemememi söyledi.
Tom Mary'nin problemlerinin tamamını duymak istemiyordu fakat sessizce oturdu ve dinledi.
O, güzel olduğu için değil fakat herkese nazik olduğu için popülerdir.
Şimdi, Tom, sana bütün cevapları vermemi bekleyemezsin.
- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.