Examples of using "Mówię" in a sentence and their turkish translations:
- Ben konuşuyorum.
- Ben konuşurum.
Ben Esperanto konuşurum.
Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,
Ben ciddiyim.
Ben hızlı konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.
İyi Japonca konuşurum.
Ben sadece gerçeği konuşurum.
- Sana doğruyu söyleyeceğim.
- Sana doğruyu söylüyorum.
Japonca konuşurum.
Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
Almanca konuşurum.
İngilizce konuşurum.
Letonca konuşuyorum.
Bunu sana söylüyorum.
- İsveççe konuşurum.
- İsveççe biliyorum.
İspanyolca konuşmam.
Ben biraz Almanca konuşurum.
Fransızca konuşmam.
Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.
Çincem yok.
- İsveççe konuşmuyorum.
- İsveççe bilmiyorum.
Ben Almanca konuşamam.
İnterlingua konuşuyorum.
Biraz Fransızca konuşurum.
Her gün Fransızca konuşurum.
Fransızca da konuşurum.
Biraz Fransızca konuşabilirim.
Sana gitmeni söylüyorum.
Bunu söylediğime pişmanım.
Japonca konuşamıyorum.
Sadece İngilizce konuşabiliyorum.
Sadece Fransızca konuşuyorum.
Evet, İspanyolca konuşuyorum.
Ben biraz Japonca konuşuyorum.
- İyi Japonca konuşurum.
- Japonca'yı iyi konuşurum.
Arkadaşım hakkında konuşuyorum.
Sana ne dediğimi anlıyor musun?
Ukrayna'da, ben hep Ukraynaca konuşurum.
Kazanamam demiyorum. Sadece olası değildir diyorum.
- Konuşurken sözümü kesme.
- Ben konuşurken sözümü kesme.
- Konuşurken lafımı bölme.
Ben hiç Fransızca bilmiyorum.
Konuşurken sözümü kesme.
Neredeyse her gün Fransızca konuşurum.
Fransızca ve İngilizce konuşurum.
Tom'a her gün aynı şeyi söylerim.
Sana bir şey gördüğümü söylüyorum.
- Sana söylediğim gibi yapmalısın.
- Dediğimi yapmak zorundasın.
Kim hakkında konuştuğumu biliyor musun?
İyi Esperanto konuşmuyorum.
Tam olarak sana söylediğim gibi yap.
Bunu kendi deneyimimden söyleyebilirim
- Aynen dediğim gibi yap.
- Tam olarak söylediğim gibi yap.
Bunu söylediğime inanamıyorum.
Ukrayna'da, ben hep Ukraynaca konuşurum.
Fransızcayı yeterince iyi konuşamıyorum!
- Tek kelime Fransızca konuşmam.
- Bir kelime Fransızca konuşamam.
Ben İngilizce, Fransızca ve İspanyolca konuşuyorum.
Bugünlerde neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.
Kim hakkında konuştuğumu biliyorsun, değil mi?
Sana bu nedenle yalnız gitmemeni söylüyorum.
Onun konuşabildiği kadar iyi Fransızca konuşabiliyorum.
Seninle konuşurken bana bak!
O annesine benziyor, sana söylüyorum.
Tom kadar iyi Fransızca konuşurum.
Fransızcayı İngilizceyi konuştuğumdan daha akıcı konuşurum.
Fransızcayı hâlâ çok iyi konuşmuyorum.
Ben Tom'dan daha iyi olduğumu söylemiyorum.
Artık neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.
Sana bir şey olmadığını söylüyorum.
Bunu benden dolayı söylemiyorum.
Ben İtalyalıyım ve İtalyanca konuşurum.
Ben İngilizce, Fransızca, Esperanto ve Japonca konuşuyorum.
Üzgünüm ama ben çok iyi Fransızca konuşmam.
Ebeveynlerimle evde sadece Fransızca konuşurum.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
Ne söylediğimi biliyor musun?
Bunu seni incitmek için söylemiyorum, ancak gerçek bu.
Gazeteyi unut ve benim sana söylediklerimi dinle.
Keşke sizin gibi İngilizce konuşabilsem.
Onlara kim olduğumu söylediğimde insanların reaksiyonlarını görmeyi seviyorum.
Sadece İngilizce değil, Portekizce bile konuşamıyorum,
- Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- Doğru söyleyip söylemediğimi anlamak için beni iyice süzdü.
Biraz Fransızca konuşurum fakat henüz onda çok iyi değilim.
İngilizce benim ana dilim değil ve hâlâ öğrenmem gereken birçok şey olduğunun farkındayım.