Translation of "Klucze" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Klucze" in a sentence and their turkish translations:

- Zgubiłem swoje klucze.
- Zgubiłem moje klucze.
- Zgubiłam moje klucze.

Anahtarlarımı kaybettim.

- Zgubiłem moje klucze.
- Zgubiłam moje klucze.

Ben anahtarlarımı yitirdim.

Mam klucze.

Anahtarlarım var.

- Gdzie są twoje klucze?
- Gdzie masz klucze?

Anahtarların nerede?

- Oto pańskie klucze.
- Tutaj są twoje klucze.

İşte anahtarların.

Masz moje klucze.

Anahtarlarımı aldın.

Znaleźliśmy klucze Toma.

Tom'un anahtarlarını bulduk.

Daj im klucze.

Onlara anahtarları ver.

Mary zgubiła klucze.

Mary anahtarlarını kaybetti.

Zgubiłam moje klucze.

Anahtarlarımı kaybettim.

- Nie wiem, gdzie zostawiłam klucze.
- Nie wiem, gdzie zostawiłem klucze.

Anahtarları nereye bıraktığımı bilmiyorum.

Gdzie są twoje klucze?

- Anahtarlarınız nerede?
- Anahtarların nerede?

Gdzie są moje klucze?

Anahtarlarım nerede?

Myślę, że zgubiłem klucze.

Sanırım anahtarlarımı kaybettim.

Daj Tomowi swoje klucze.

Tom'a anahtarlarını ver.

Zostawiłeś klucze w drzwiach.

Anahtarlarını kapının üzerinde bırakmışsın.

Gdzie są klucze Toma?

Tom'un anahtarları nerede?

Tom znalazł twoje klucze.

Tom anahtarlarını buldu.

Tutaj są twoje klucze.

İşte anahtarların.

Tom wiedział, gdzie odłożył klucze.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu biliyordu.

Nie wiem, gdzie zostawiłem klucze.

Anahtarları nerede bıraktığımı bilmiyorum.

Zgubiłem klucze do mojego samochodu.

Araba anahtarlarımı kaybettim.

Tom zostawił mi swoje klucze.

Tom anahtarlarını bana bıraktı.

Poprosiłem Toma o jego klucze.

Tom'dan anahtarlarını istedim.

Jak zwykle, położył klucze na biurku.

Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.

Dobrze wiem, gdzie zostawiłem moje klucze.

Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak biliyorum.

Gdybym zgubił klucze, nie mógłbym zamknąć drzwi.

- Anahtarımı kaybedersem kapıyı kilitleyemem.
- Anahtarımı kaybetseydim, kapıyı kilitleyemezdim.

Daj mi klucze, żebym mógł otworzyć drzwi.

Kapıyı açabilmem için bana anahtarları ver.

Tom nie ma pojęcia gdzie zostawił klucze.

Tom'un anahtarlarını nerede bıraktığı hakkında fikri yoktu.

Tom znalazł klucze, które myślał, że zgubił.

Tom kaybettiğini sandığı anahtarları buldu.

Tom położył swoje klucze na stole w jadalni.

Tom anahtarlarını yemek masasına koydu.

Tom mógł zostawić klucze od samochodu w pokoju Mary.

Tom araba anahtarını Mary'nin odasında bırakmış olabilir.

Mój stary gubi własne klucze co najmniej raz w tygodniu.

Babam haftada en az bir kez anahtarlarını kaybeder.

Po tym jak na recepcji poprosiłem o klucze, udałem się windą na moje piętro.

Ön masadaki anahtarımı istedikten sonra asansörle benim kata çıktım.

Nie wiem, gdzie dokładnie zostawiłem moje klucze, ale myślę, że są na stole w jadalni.

Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak bilmiyorum ama sanırım onlar yemek odası masasındalar.