Translation of "Grasz" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Grasz" in a sentence and their turkish translations:

Grasz na zwłokę.

Oyalıyorsun.

Grasz w tenisa?

Tenis oynar mısın?

Dobrze grasz w tenisa?

- Teniste iyi misin?
- İyi tenis oynar mısın?

Dobrze grasz w tenisa.

İyi tenis oynuyorsun.

Grasz w golfa, Takaki?

Golf oynar mısın, Takaki?

Kiedy grasz w tenisa?

Ne zaman tenis oynarsın?

Wciąż grasz na puzonie?

Hâlâ bason çalıyor musun?

Czy nie grasz w tenisa?

Tenis oynamaz mısın?

Czy grasz dobrze w koszykówkę?

Basketbolu iyi oynar mısın?

Nie grasz w golfa, prawda?

Golf oynamazsın, değil mi?

Słyszałem, że nieźle grasz na bandżo.

Banjo çalmada iyi olduğunu duyuyorum.

Zakładam, że nadal grasz w golfa.

Sanırım hâlâ golf oynuyorsun.

Chciałbym posłuchać jak grasz na gitarze.

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

Jak długo grasz w piłkę nożną?

Ne kadar süre futbol oynadın?

Nie grasz jutro po południu w tenisa?

Yarın öğleden sonra tenis oynamayacak mısın?

I jeszcze jedno, czy ty grasz na skrzypcach?

Ve bir şey daha, keman çalıyor musun?