Translation of "Blisko" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Blisko" in a sentence and their turkish translations:

Było blisko!

Ucu ucunaydı!

Trzymaj się blisko.

Yakın dur.

Byliśmy bardzo blisko.

Biz gerçekten yakındık.

Jesteś za blisko.

Çok yakınsın.

Jesteśmy już blisko wioski.

Köye çok yaklaştık.

Moje mieszkanie jest blisko.

Benim apartman yakındır.

Bill mieszka blisko morza.

Bill denizin yanında yaşıyor.

Apteka jest blisko szpitala.

Eczane, hastanenin yakınında.

Nie stój za blisko.

Çok yakın durmayın.

Tom mieszka blisko oceanu.

Tom okyanusa yakın yaşıyor.

Nasza szkoła jest blisko parku.

Okulumuz bir parka yakındır.

Chciałbym mieszkać blisko twojego domu.

Senin evine yakın yaşamak istiyorum.

Chciałbym byś była blisko mnie.

Keşke bana yakın olsaydın.

On mieszka bardzo blisko szkoły.

O, okula çok yakın yaşıyor.

Nie podchodź zbyt blisko ognia.

Ateşe çok yaklaşma.

Mój dom jest blisko parku.

Benim evim parka yakındır.

Jej dom jest blisko parku.

Onun eve parka yakındır.

Prawie wszyscy pacjenci mieszkali blisko epicentrum.

Vakaların neredeyse tümünde hastalar depremin merkezinde yaşıyordu.

Blisko tysiąc osób uczestniczyło w demonstracji.

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

Jego biuro jest bardzo blisko mojego.

Ofisi benimkine çok yakındır.

Wygodnie jest mieszkać tak blisko dworca.

Tren istasyonuna çok yakın yaşamak uygundur.

Holenderski jest blisko spokrewniony z niemieckim.

Hollandaca Almanca ile yakından ilgilidir.

- Tom mieszka blisko oceanu, ale nie umie pływać.
- Tom mieszka blisko oceanu, ale nie potrafi pływać.

Tom okyanusa yakın yaşıyor ama yüzemiyor.

Obrazowanie termowizyjne ujawnia sieć kapilar blisko skóry...

Termal görüntüleme, deriye yakın bir kılcal damar ağının...

Rzadko widuje się dwie ośmiornice blisko siebie.

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

Suma łączna to blisko 10 tys. dolarów.

Toplamı yaklaşık on bin dolar.

Tom musi znaleźć mieszkanie blisko jego pracy.

Tom'un çalıştığı yere yakın bir daire bulması gerekiyor.

Jesteśmy już blisko i nigdy się nie poddajemy.

Çok yaklaştık ve asla pes etmeyeceğiz.

Jest bliski wyczerpania. Ale wie, że jest blisko.

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

Ale przywódczyni wie, że są już blisko wody.

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

Mieszkam blisko morza, więc często chodzę na plażę.

- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.

Biwakowanie tak blisko rzeki nie jest dobrym pomysłem.

Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.

Jesteśmy blisko wypełnienia naszej misji, więc się nie poddawaj.

Görevimizi tamamlamaya çok yaklaştık. Şimdi pes etmeyin.

W końcu doprowadzi cię do ludzi. Pozostańmy blisko niej.

Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.

Jestem strasznie zajęty, ponieważ termin ukończenia raportu jest blisko.

Korkunç derecede meşgulüm çünkü raporun verilme tarihi yakındır.

A potem idziemy dalej. Powinniśmy być już blisko wioski Embarra.

Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.

blisko spokrewnione z kotikami, ale są też siedmiokrotnie większe.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

Nie powinienem był stawiać mojego laptopa tak blisko krawędzi stołu.

Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.

W zależności od tego, jak blisko siebie znajdują się w mikrośrodowisku guza.

ve hareketlerini koordine edebilme kabiliyetleri olduğu hipotezini kurdum.

W centrum rosyjskich pozycji panował chaos… i wydawało się, że są blisko przełamania.

Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.

Teraz jest dla nas oczywiste, że nie powinniśmy byli palić śmieci tak blisko domu.

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.