Translation of "Biurku" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Biurku" in a sentence and their turkish translations:

- Słownik jest na biurku.
- Słownictwo jest na biurku.

Sözlük masanın üstünde.

Posprzątałem na biurku.

Sadece masamı düzenledim.

Na biurku leży kartka.

Masada bir kart var.

Na biurku leży jabłko.

- Masanın üstünde bir elma var.
- Masada bir elma var.

Na biurku jest torba.

Masanın üzerinde bir çanta vardır.

Mary siedzi na biurku.

Mary sırada oturuyor.

Długopis jest na biurku.

Kalem sıranın üstündedir.

Twoja książka jest na biurku.

Kitabın masanın üstünde.

Kurz zebrał się na biurku.

Masanın üstünde toz birikmiş.

Twój zegarek jest na biurku.

Saatin büroda.

Tom zostawił teczkę na biurku.

Tom çantasını masasının üstüne bıraktı.

Ten słownik na biurku jest mój.

Sıradaki sözlük benim.

Na biurku jest książka o tańcu.

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.

Na biurku Toma jest stos komiksów.

Tom'un masasında bir yığın çizgi roman var.

Jak zwykle, położył klucze na biurku.

Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.

Na biurku jest coś dla ciebie.

Masanızda sizin için bir şey var.

Ona trzyma ludzką czaszkę na swoim biurku.

O, masasında bir insan kafatası tutuyor.

Tom ma stertę podręczników na swoim biurku.

Tom'un masasında bir yığın ders kitabı var.

Tom zawsze je lunch sam przy biurku.

- Tom öğle yemeğini masasında tek başına yer hep.
- Tom öğle yemeklerini her zaman masasında yalnız yer.

Tom szybko rzucił okiem na zdjęcie na biurku.

Tom hızla masadaki fotoğrafa baktı.

Z powodu przeziębienia opuściłem w pracy tylko jeden dzień a już na moim biurku leżą stosy papierów.

Soğuk nedeniyle yalnızca bir çalışma günümü kaçırdım ve masam kağıtlarla dolu.