Examples of using "시기에" in a sentence and their turkish translations:
Bir aday olarak,
Bunlar, benim en güvendiğim
Varış zamanlarını da mükemmelleştirmiş durumdalar.
Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse
Zamanında müdahale de edemeyince
ve hayatındaki en zor hikâyelerden bazılarını anlatabilen
Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --
Ve bu sebeple maddenin hepsinin o sırada oluştuğunu düşünüyoruz.