Translation of "그래서" in Turkish

0.031 sec.

Examples of using "그래서" in a sentence and their turkish translations:

그래서

Bu yüzden de...

그래서 답답했어요.

ve hüsrana uğramıştım.

그래서 오늘날

Tüm bunların sonucunda,

그래서, 제가 왜그러겠요?

Ben neden değersiz görecektim?

그래서 저도 노력했습니다

ben de bu yüzden azmettim.

그래서 연구를 중단하고

Bu yüzden araştırmamı beklemeye aldım

그래서 실행에 옮겼어요.

Biz de tam olarak bunu yaptık.

그래서 으르렁거리는 거죠

Hırlamaya başlamasının sebebi bu.

그래서 전 고립되었습니다.

Ben tarafsızdım.

그래서 저는 생각했습니다.

Şöyle düşündüm ben de,

그래서 그렇게 했죠.

İşte bunu yapıyorum.

그래서 검색을 해보았죠.

Araştırmaya başladım.

그래서 계획을 세웠죠.

Bundan dolayı, bir plan yaptım.

그래서 우측으로 가면

Yukarı çıkıyoruz

그래서 깜짝 놀랐지요.

Şaşkındık.

그래서 그들은 안된다고 말했고,

Ve tabii hayır dediler,

그래서 저는 생각하기 시작했죠.

Böylece düşünmeye başladım:

그래서 우리는 공룡의 직계후손인

Böylece dinozorların öz torunlarını,

그래서 아무말도 하지 않았고요.

Bende bir şey söylemedim.

그래서 무슨 일이 일어났는지,

ve bununla ne olduğuna bakarsan

그래서 사람들은 트위터에 의존해

Bu nedenle insanlar Twitter'a yöneliyor.

그래서 제가, "당연히 아니지.

''Elbette var.'' dedim,

그래서 저는 거기로 갔어요.

Oraya gittim.

그래서 전 바꿔야 했어요.

Yani, değişmek zorundaydım.

그래서 상황은 나쁘지 않았어요.

Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.

그래서 유니세프와 수많은 협력업체들이

İşte UNICEF ve birçok resmi ve özel ortağımızın

그래서 어떻게 해야 할까요?

Peki, ne yapacağız?

그래서 저는 이렇게 말헀죠.

Ona dedim ki:

그래서 더 조심해야 합니다

Ve dikkatli olmanız gereken yer de burası.

그래서 이 대수층의 물은

Yani havza suyu aslında

그래서 자연 생태계가 우리를

Yani, her zaman yaptıklarımızı

그래서 교육이 매우 중요합니다.

Bu yüzden, eğitim çok önemli.

그래서 제가 화날 때마나 하듯이

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

그래서 다시 회사로 돌아왔을 때,

İnsanlar ofise döndüklerinde

그래서 사람들이 제 이야기를 읽으면서

ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,

그래서 가장 유명한 TED 강연자들은

Bu sebepten dünyanın en ünlü TED konuşmacıları

그래서 저는 다시 학교를 다녔고

Bu yüzden, eğitimime devam ettim,

그래서 순수하게 경제적인 관점으로만 보면

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

그래서, 저는 이들을 돕기로 결심하였습니다.

Denemeliydim ve yardım etmeye karar verdim.

그래서 주의하면서 내려가야 합니다 좋아요

Bu konuda biraz dikkatli olmalıyız. Tamam.

그래서 이런 말씀을 드리고 싶어요.

Şunu söylemek için buradayım:

그래서 저는 대화 주제를 바꿨죠.

Böylece konuyu değiştirdim.

그래서 제게 남겨진 모든 것은

Geriye kalan tek şey

그래서 시간 관리를 잘해야 합니다.

O yüzden bunu öncelik yapmanız lazım.

그래서 우리는 거대충돌설을 살려보기로 했습니다.

Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.

그래서 저는 안도의 한숨을 내쉬었습니다.

Rahat bir nefes aldık.

그래서 전 다시 계획으로 돌아갔고

ama planıma geri döndüm

그래서 제가 여자로 태어났음에도 불구하고

Ben kız olunca da

그래서 육각형이 표준 모양이 되었습니다.

ve bu standart hâlini aldı.

그래서 결국 결과를 망치게 되죠.

Sonuç olarak da batırırız.

그래서 그는 작은 공장을 세워

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

그래서 저는 그들과 함께하고 싶었죠.

Bu ekibe katılmak istedim.

그래서 집을 사람들로 바꿔 봤습니다.

Sonra bu evleri insanlara çevirdik.

그래서 전 아버지를 보러 갔습니다

Bu yüzden babamı görmeye gittim.

그래서 저희는 교실로 들어갈 때마다

Ve böylece sınıfa girdiğimizde,

그래서 우리는 페타바이트의 데이터를 활용해

Bir model inşa ettik,

그래서 이것을 다르게 분석해 보겠습니다.

O zaman farklı yaklaşmama izin verin.

그래서 마하리가 연구실을 나설 때

Mahari odamdan çıkarken,

그래서 저는 글을 쓰기 시작했습니다.

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

그래서 저는 CEO나 고위 임원과

CEO ve kıdemli yöneticilerle yaptığım

그래서 더 도와주어야겠다는 생각이 들었습니다.

Bu yüzden, daha fazla yardım için bir şey yapmaya mecburdum.

‎그래서 큰 폭풍이 몰아칠 때면

Yani o dev fırtınalar gelince,

‎그래서 문어는 수백만 년 동안

O yüzden, milyonlarca yıl boyunca

‎그래서 짝짓기가 시작되자 ‎설레기도 했지만

Çiftleşme gerçekleşeceği için çok heyecanlıydım

그래서 그는 경제를 조작하기 시작했습니다

O da ekonomiyi sadece bunu yapacak halde kurguladı

그래서 이제는 스스로에게 친절해져야 할 때입니다.

Bu yüzden belki de kendimize karşı daha nazik olmaya başlamanın zamanı gelmiştir,

그래서 기본적으로 말하자면 직장에는 병가를 내고,

İşyerime hasta olduğumu söyledim,

그래서 당연히 거절에 대한 면역력이 높습니다.

Doğal olarak da reddetmeye karşı yüksek tolerans sahibidirler.

그래서 기술이 계속 더 빠르게 발전할수록

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

그래서 수천 명의 독자들이 어떻게 했을까요?

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

그래서 저는 이게 선물이 아니라고 말했죠.

Bunun hediye olmadığını söyledim.

그래서 남편과 함께 아이들이 뛰어 놀

Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için

그래서 사람들에게 다가가서 물어보기 더 쉬워졌어요.

Ve sormak kolaylaştı.

저는 엄마이고, 그래서 아이들의 미래를 염려합니다.

Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.

그래서 인지 자유의 권리가 필요한 것입니다.

Bu sebeple, bilişsel özgürlüğe dair haklara ihtiyacımız var.

그래서 그 이야기들은 새로운 소식이 됩니다.

dolayısıyla haber değerleri vardır.

그래서 좋은 의사는 가끔 아니라고 말해요.

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

그래서 우린 그들을 우리 삶에서 차단합니다.

sonra bunları hayatımızdan engelliyoruz.

그래서 자국어로 훌륭한 교육을 받도록 말이죠.

iyi bir eğitim alabilmeleri için

그래서 학교에서 직장으로 제대로 연계되는 일이요.

bir eğitimle buluşturmamız mümkün olabilir mi?

그래서 제 누이와 저는 어머니를 도와드렸죠.

Ben ve kız kardeşlerim ona yardım ediyoruz.

그래서 우린 첫 번째 협업을 기획했고,

İlk işbirliğimizi yapmıştık

그래서 전 이런 현상에 아주 익숙합니다.

Bu tarzda bir motivasyona aşinayım.

그래서 일상 생활을 담은 영상을 촬영했는데요.

o yüzden gündelik aktivitelerin kısa videolarını da yaptık,

그래서 이들 새로운 박테리아를 무찌르기 위해

biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek

그래서 제가 한 가지 실험을 했습니다.

Ben de bir deney yaptım.

그래서 두려웠지만 이 일을 세상에 알렸습니다.

Sonra korku içinde bunu aleni olarak konuştum

그래서 전 법정에서 일상적인 영어를 씁니다.

Bu yüzden mahkemede sade bir İngilizceyle konuşurum.

그래서 세포의 모양이 바뀌고 잎이 내려간거죠.

hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

그래서 15분 동안, 하루 일과가 끝나고

Bu yüzden evde, günün sonunda 15 dakikalığına

그래서, 대체 무엇이 사람들을 자극하는 것일까요?

O halde insanları asıl motive eden ne?

그래서, 작은 실험을 하나 해볼까 합니다.

Şimdi hep birlikte küçük bir deney yapalım.

그래서 나폴레옹은 소르비에 장군의 근위 포병대에게

Böylece Napolyon, General Sorbier'in Topçuları koruyun.

그래서 저는 제 스스로를 '행복한 페미니스트'로 칭했습니다.

Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.

그래서 그들은 아무 것도 바꾸려 하지 않습니다.

Birçok erkek bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor.

그래서 저는 다른 각도에서 문제를 바라보기로 했습니다.

Bu yüzden probleme farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.

그래서 임상 시험이 3년에서 5년 정도 걸리죠.

Hâlâ insan denemelerinden üç ile beş yıl uzaktayız.

그래서 지금은 이전 같은 질문을 묻지 않습니다.

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

그래서 이들은 이러한 사태를 '금융 문제'라고 불렀습니다.

ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.