Translation of "‎제가" in Turkish

0.097 sec.

Examples of using "‎제가" in a sentence and their turkish translations:

제가 실제로

Medistasyon sadece gerçekten huzurlu pozitif bir zihin

만약 제가

Ya şöyle deseydim:

제가 10살때

10 yaşındayken

제가 기억하기로는

Şimdi, hatırladığım kadarıyla, büyüdüğüm zaman ne tür bir

제가 하는 일 가운데 제가 가장 좋아하는 점은

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

그래서, 제가 왜그러겠요?

Ben neden değersiz görecektim?

그렇다면 제가 생각한

Eğer öyleyse, şu an

제가 무엇을 배웠을까요?

Ne öğrendim biliyor musunuz?

제가 기억하는 한

Kendimi bildim bileli

맞습니다. 제가 속였습니다.

Evet, az önce sizi kandırdım.

제가 15살 때

15 yaşındayken

제가 왜 그랬을까요?

Peki bunu neden yaptım?

제가 16살 때

Ben 16 yaşındayken

그건 제가 아니었어요.

O ben değildim.

제가 속한 세대와

Benim jenerasyonum

제가 20살이었을 때

20 yaşındayken

제가 태어난 시기는

Ben doğana kadar

제가 알게된 것은

Bundan öğrendiğim şey,

제가 여러분께 약속합니다.

Sizi temin ederim,

제가 답할 때까지요.

tekrar sorabilir.

왜냐하면 제가 보기에

Çünkü bana göre

제가 쭉 봤는데

Seni izliyordum,

제가 배운 것은

Sonradan öğrendim ki,

‎제가 렌즈를 떨어뜨렸죠

Lenslerimden birini düşürdüm

엄마는 제가 아름답다고 하셨고

Annem bana güzel olduğumu söylerdi

음, 제가 아는 한

Bildiğim kadarıyla,

하지만 제가 여쭤볼 질문은

Ancak benim yönelteceğim sorular,

제가 이렇게 말씀드리는 순간,

size bu söylediklerim için

제가 이 뒤에 앉아서

Burada arkada oturuyorum

하지만 제가 말씀드린 이유는

Fakat burada sizlere anlatmak istediğim,

만약 그 대신에 제가

Bunun yerine size

제가 하려는 말과 일맥상통합니다.

anlamanızı kolaylaştırayım.

하지만 5년 후 제가

Ama şimdi, beş yıl sonra,

제가 가장 힘들었던 시기에

Bunlar, benim en güvendiğim

당시 제가 베네수엘라에 있었는데

O sıralar Venezuela'daydım.

제가 몇개의 예시를 들어보겠습니다.

Size birkaç örnek vermeme izin verin.

제가 대통령이 되기 전,

Başkan olmadan önce,

하지만 제가 맞닥뜨린 현실은

ama bulduğum gerçek dünya

제가 그랬듯 여러분도 배우셨을텐데,

Belki benim gibi sizlere de

제가 진단을 받았을 때

bana tanı koyulduğunda

제가 화가나지 않았다는 것을요.

öfkeli hissetmiyordum.

제가 가난했다는 점과 무관하게요.

inanmak öğretilmişti.

그래서 제가, "당연히 아니지.

''Elbette var.'' dedim,

제가 공유하지 않았던 마음들과도요.

yaşıyor ve büyüyor.

제가 보여드리고자 하는 건

Sizlere, görmemeyi başaramayacağınız

그리고 제가 짐작한 건대

Senden de bir görüş almak istedim,

제가 뭐라고 했는지 아세요?

onlara ne söylediğimi biliyor musunuz?

혹은 제가 이상주의자라고 생각하시나요?

Belki de bu noktada saf bir idealist olduğumu düşünüyorsunuz?

하지만 그건 제가 아니었어요.

ama o ben değildim.

제가 말하려는 것이 무엇이냐고요?

Size ne demeye çalışıyorum öyleyse?

(노래) 제가 세상을 보여드리지요.

(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --

제가 정상인임을 느끼게 해줬죠.

sadece iyi hissettiriyordu.

제가 완전히 해결했습니다. 맞나요?

Olayı çözdüm, değil mi?

제가 여기 있는 이유이죠.

Bu yüzden buradayım.

제가 경험해야만 했던 감정들과

ne hissetmem gerektiğiyle ilgili

저는 제가 사는 스웨덴에서

İsveç'te yaşıyorum,

제가 지도하는 병원의 경우에는

Benim eğitim hastanemde,

제가 대학교에 있을 때

Üniversiteye giderken,

자 그럼 제가 한번

Ve müsaade ederseniz,

‎제가 봐도 골치 아프겠더군요

"Bu ciddi bir sorun." diye düşündüm.

그것이 제가 성공한 이유입니다."

İşte bu yüzden başardım."

왜냐면 제가 그렇기 때문입니다.

Buna inanıyorum çünkü ikisine de sahibiz.

이거야말로 제가 하루종일 할 일이거든요.

gerçekten sihirli güçlerim olsaydı tüm gün bunu yapardım.

제가 가장 존경하는 여성은 엄마예요.

Gerçekte en çok örnek aldığım kadın annemdi.

제가 말했듯 아마 우리가 답하기에

dediğim gibi, muhtemelen cevabı

제가 산모 방에서 나왔을 때,

Çünkü o annenin odasından çıktığımda

그래서 제가 화날 때마나 하듯이

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

제가 혼자가 아니라는 사실을 상기시켜주었습니다.

yalnız olmadığımı hatırlatıyor.

오늘 제가 하고자 하는 말은

Bugün üstünde durmak istediğim nokta

제가 지금 알려드리려고 하는 것은

Size anlatacağım hikaye,

제가 개발해 놓은 과정이 있지만

Hatta geliştirdiğim müfredat var,

제가 지금 알게 된 것은

Şu an anladığım

하지만 제가 이야기하는 초기 생명체는

Ama yaşamın ilk aşamaları ile kastettiğim,

예를 들어, 제가 사는 시애틀에서는

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

제가 5천만 달러의 연봉을 받으니

ben 50 milyon dolar kazanıyorsam,

제가 배운 바로 감정적 스트레스는

Şunu öğrendim ki duygusal stres

이쯤에서 제가 희망적인 이야기를 해야겠죠.

bunun oldukça umut vadedici olduğunu,

제가 알아낸 또 다른 속임수는

Kendisi; katılımcılardan, dört karttan birini

제가 가장 필요했던 건 희망이었습니다.

En çok ihtiyacım olan şey, umuttu.

2017년에 제가 미시시피에 갔을 때

2017 yılında, bir grup otomobil fabrikası işçisinin

제가 좋아하는 것 중 하나죠

En sevdiğim şeylerden biri. Tamam.

제가 먹을 것으로 싹을 선택하셨군요?

Tomurcukları yememi mi seçtiniz?

이게 제가 드려야 할 것입니다.

Sana bunu sunuyorum.

그는 제가 투병 중에 온종일

Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için

그러나 제가 병을 선고받기 이전으로

Ama kendimden bana tanı konulmadan önceki halim olmayı

제가 여기서 드리고자 하는 말씀은

Yani anlatmak istediğim şey, şunu anlatmak için geldim,

제가 마치 날아다니는 것처럼 느껴졌죠.

Süzülüyormuş gibi hissediyordum;

하지만 그때 제가 깨달은 것은

Ama o an anladım ki

할머니는 제가 동성애자라는 것은 모르셨어요.

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

제가 실수를 했다는 것을 깨달았죠.

hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

그러나 제가 기회를 잃어버렸음을 알았죠.

Ama fırsatımı kaybettiğimin farkındaydım.

제가 그것들을 극복할 수 있을까요?

Onları hiç çözebilecek miydim?

제가 만일 애비를 크게 혼내고

Ama eğer Abby'ye bağırsaydım

"제가 대신 신청할 수 없다는데요."

"Başvuru yapmama izin vermiyorlar."

제가 그걸 알았다면 어떻게 됐을까요?

Düşüncelerini bilmek nasıl olurdu?

제가 상상한 거랑 너무 달랐어요.

Çünkü hiç de hayal ettiğim gibi görünmüyordu.

제가 도전 과제를 하나 드리죠.

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

제가 일을 시작한 초창기에 시작되었죠.

Kariyerimin ilk zamanlarında başladı.

사실 제가 백반증에 걸렸을 때,

Çünkü gerçek şu ki hastalığa yakalandığımda