Examples of using "왜냐하면" in a sentence and their turkish translations:
çünkü ortaya çıktı ki
Çünkü şimdi olduğumuz yer
çünkü güç tüketicinin elinde.
Çünkü bana göre
Çünkü kolay.
çünkü hepimiz cevabını biliyoruz, öyle değil mi?
çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.
çünkü gürültü yaygın bir şey
Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,
Çünkü sanatsal bir ifadeyi
Güreşemedim,
çünkü insanlar sihre,
Çünkü denge sistemi diye bir şey yok.
Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi
çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı
bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.
çünkü biliyorsunuz, bu soru günlük hayatımızda insanların bize sorduğu sorulardır,
Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--
Duygularımız otoritemizin kapsamı olduğu için
Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.
Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.
çünkü bugün konuştuğumuz mobil ödeme,
çünkü kötümserlikte ayrım gözetmeyen tehlikeler var.
çünkü daha önce hiç Dubai'ye gitmedim.
çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum
çünkü aklında söylediği şeyin ciddiliğini
çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar
çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor
çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.
çünkü onun altında başka bir hikâye daha var
Neden? Çünkü az sayıda gemi ve şamandıraya dayanıyor.
Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.
çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da
Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.
çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.
Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.
Çünkü okyanuslardaki plastik parçaların çoğu böyle görünmüyor.
Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.
bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.