Translation of "왜냐하면" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "왜냐하면" in a sentence and their turkish translations:

왜냐하면

çünkü ortaya çıktı ki

왜냐하면 우리는 지금

Çünkü şimdi olduğumuz yer

왜냐하면 소비자가 결정권자니까요.

çünkü güç tüketicinin elinde.

왜냐하면 제가 보기에

Çünkü bana göre

왜냐하면 쉽기 때문입니다.

Çünkü kolay.

왜냐하면 답을 아니까요. 그렇죠?

çünkü hepimiz cevabını biliyoruz, öyle değil mi?

왜냐하면 환경이 급격하게 유독해졌거든요.

çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.

왜냐하면 소음은 어디에나 있고

çünkü gürültü yaygın bir şey

왜냐하면 힌두쿠시 히말라야 산맥은

Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,

왜냐하면 그게 예술적 문장을

Çünkü sanatsal bir ifadeyi

왜냐하면 경기를 하지 않았으니까요.

Güreşemedim,

왜냐하면 사람들이 마술을 접하는 것은

çünkü insanlar sihre,

왜냐하면, 시장에 평형 따위는 없으니까요.

Çünkü denge sistemi diye bir şey yok.

왜냐하면 그곳의 10개 주요 강들이

Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi

왜냐하면 산업혁명 시대의 직업 가치는

çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı

왜냐하면 그것은 21세기에서 제 성공의 중추입니다."

bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.

왜냐하면 아시다시피, 이것은 사람들이 물어보는 질문으로,

çünkü biliyorsunuz, bu soru günlük hayatımızda insanların bize sorduğu sorulardır,

왜냐하면 만약 그게 우리의 행복을 결정한다면--

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

왜냐하면 감정은 우리의 권위의 영역안에 있고

Duygularımız otoritemizin kapsamı olduğu için

왜냐하면 경쟁 이론에서도 유효한 예들이기 때문이죠.

Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.

왜냐하면 증거는 여러분에게 증명을 요구하기 때문입니다.

Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.

왜냐하면 흔히 모바일 결제라고 하는 것이

çünkü bugün konuştuğumuz mobil ödeme,

왜냐하면 무분별한 비관론에는 위험이 뒤따르기 때문입니다.

çünkü kötümserlikte ayrım gözetmeyen tehlikeler var.

왜냐하면 저는 두바이에 간지 꽤 오래됐기 때문이죠.

çünkü daha önce hiç Dubai'ye gitmedim.

왜냐하면 저는 후드를 덮어쓰고 스와스티카 횃불을 들고있는

çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum

왜냐하면, 애비는 본인이 한말의 깊이를 모르고 있고

çünkü aklında söylediği şeyin ciddiliğini

왜냐하면 그들은 우리에게 마법같은 것을 가르쳐주기도 하고요.

çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar

왜냐하면 접시가 작으면 금방 가득차 보이는 반면에

çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor

왜냐하면 저같은 자본가들은 여태껏 이렇게까지 부자였던 적이 없었거든요.

çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.

왜냐하면 그 이야기 깊숙이에는 또 다른 이야기가 있었고

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

왜 그럴까요? 왜냐하면, 소수의 배와 부표에 의존하기 때문입니다.

Neden? Çünkü az sayıda gemi ve şamandıraya dayanıyor.

왜냐하면 인종차별은 감정이 아니라 행동에 관한 문제이기 때문입니다.

Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.

왜냐하면 그들이 증오감에서 해방될 수 있다면 우리도 분명히

çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da

왜냐하면 그것은 우리 내면 깊은 곳의 평화에 대해 이야기하고

Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,

왜냐하면 이 일은 당신의 정신건강을 더 좋아지게 할 수 있습니다.

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

왜냐하면 제가 진짜 보고싶은 것들은 온라인에선 볼 수 없기 때문이죠.

çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.

왜냐하면 우리가 자신의 내면세계를 어떻게 대하느냐에 따라 모든 것이 달라지거든요.

Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.

왜냐하면 바다에 있는 대부분의 플라스틱 조각은 이렇게 생기지 않았기 때문입니다

Çünkü okyanuslardaki plastik parçaların çoğu böyle görünmüyor.

왜냐하면 우리가 진행할 실험은 지구 전체에 어느 정도 영향을 미치는 것이라서요.

Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.

왜냐하면 미국의사당에 있는 많은 의원을 포함한 일부 미국인들은 강한 반제국주의자 성향이었기 때문이죠

bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.